1. Hukuk Dairesi 2014/2730 E. , 2015/11651 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2009/190-2013/383
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil veya tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.10.2015 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı T.. Ç.. ve vekili Avukat C. Y. ile temyiz edilen vekili Avukat E. U. E. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekâlet görevinin kötüye kulanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası A.. Ç. "in maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazın 20 ve 21 nolu bağımsız bölümlerinin dava dışı damadı Z. Ö. "ın muristen hile ve desise ile aldığı vekâletname kullanılmak suretiyle kiracısı olan davalıya muvazaalı ve bedelsiz olarak satış suretiyle temlikinin sağlandığını ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında adına tescil olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur.
Davalı,satışın gerçek olduğunu ve iyiniyetli bulunduğunu,murisin elde ettiği satış parası ile borçlarını ödediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,çekişmeli taşınmazların toplam akit bedelinin 30.000,00 TL,dava tarihindeki toplam değerlerinin ise 130.000,00 TL olduğu, Bolu ilinde murisin maliki olduğu 11 parsel sayılı taşınmazın damadı Z."ye satışı ile ilgili davacı tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan iptal-tescil davasının reddedildiği ve kararın kesinleştiği , dolayısıyla muris tarafından davalıya yapılan satışın gerçek olduğu ve muvazaa bulunmadığı gibi dava dilekçesinin mahiyeti itibariyle davanın tenkis davası değil, tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... sayılı parselde bulunan davacının miras bırakanına ait dükkan niteliğindeki 20 ve 21 nolu bağımsız bölümlerin,davacının murisi tarafından dava dışı damadı (kızı Emine"nin eşi) Z."ye verilen 23.01.2009 tarihli vekâletname kullanılmak suretiyle 28.01.2009 tarihli satış aktiyle davalı Secaettin"e temlik edildiği,murisin 18.05.2009 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak birlikte yaşadığı T."den olma çocuğu davacı T. ile dava dışı eşi F. ve ondan olma çocukları E. ve H."nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinin içeriğinden; iddianın ileri sürülüş biçiminden; davacının, mirasbırakanının maliki bulunduğu 20 ve 21 nolu bağımsız bölümlerin muristen hile ile alınan vekâletname kullanılmak suretiyle davalı S."e satış yoluyla temlik ettirildiğini iddia ederek eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Belirtilen iddianın niteliğine göre, vekâletin hile ile alındığı iddiasının, vekâletin kötüye kullanıldığı iddiasını da içerdiği kabul edilmelidir. Dilekçede ileri sürülen muvazaa sözcüklerinin bir bütün halinde temliki işlemin geçersizliğinin ileri sürülmesi amacına yönelik bulunduğu düşünülmelidir.
Hemen belirtilmelidir ki,muris A.Ç."in ölüm tarihi gözetildiğinde terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olup dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu da kayden sabittir. Elbirliği mülkiyetinde ortaklardan birinin terekenin korunmasına ilişkin açtığı davalarda diğer ortakları temsil yetkisinin bulunduğu, alınacak hüküm sonucundan diğerlerinin de yararlanacakları Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 702/4 maddesi hükmü gereğidir. Oysa, mülkiyet çekişmesinin bulunduğu vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında iptal ve tescil isteği ile açılan davalarda TMK"nin 702/4. maddesi hükmünün uygulama yeri bulunduğu söylenemez.
Bir başka ifade ile elbirliği mülkiyetinin hukuksal yapısı gereği değinilen hukuksal nedenle pay oranında açılan davanın dinlenilebilme olanağı bulunmadığı gibi sonradan dava dışı paydaşların davaya katılması suretiyle davanın görülebilirlik koşulu da yerine getirilemez.
Hâl böyle olunca, belirtilen ilkeler gözetildiğinde vekâlet görevinin kötüye kullanılması sebebine dayalı iptal ve tescil isteği bakımından davacının miras payına hasren bu davayı açması mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davada vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı halde hukuki nitelendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
Öte yandan; davacı vekili dava dilekçesinin konu ve açıklama kısmında tenkis istediği halde talep kısmında tenkis istememiş ise de yargılama sırasında tenkis talebinin de olduğuna dair açıklaması karşısında tapu iptal ve tescil isteği yanında tenkis talebi de mevcut olduğuna göre tenkis isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.