3. Hukuk Dairesi 2014/3974 E. , 2014/11679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FETHİYE AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2013/289-2013/86
Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/230 Esas ve 2008/387 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte anneye 50,00 TL çocuğa ise 125,00 TL nafakaya hükmedildiğini, ancak zaman geçtikçe ve çocuk büyüdükçe ihtiyaçlarının arttığını, hükmedilen nafakanın az olduğunu iddia ederek 50 TL yoksulluk nafakasının 300 TL"ye, 125 TL olan iştirak nafakasının ise 400 TL"ye arttılılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; sürekli bir işinin olmadığını, sadece yaz sezonunda bulduğu asgari ücretli işlerde çalıştığını, ekonomik durumunun ileri sürüldüğü gibi iyi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren aylık 100,00 TL arttırılarak 150,00 TL olarak devamına, çocuk için ödenmekte olan aylık 125,00 TL nafakanın dava tarihinden itibaren 200,00 TL arttırılarak 325,00 TL olarak devamına, karar kesinleştikten sonra her yıl ÜFE TÜFE oranında arttırılarak devamına, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
TMK.nun 175.maddesine göre; ""Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.""
TMK.nun 176/4.maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası DİE’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; hem davacı hem de davalının sürekli bir işi ve geliri olmadığı, sezonluk işlerde asgari ücretle çalıştıkları, her ikisinin de ailesi ile yaşadığı kira ödemediği ve bekar oldukları anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalının gelir-gideri ile orantısız şekilde yüksek oranda yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.