18. Ceza Dairesi 2017/549 E. , 2017/4818 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Bursa 6.ASLCM hakimi olarak görev yapan mağdur ..."nin 2011/1506 esas sayılı dava dosyasında yargılanan kişinin beraatine karar verdiği, dosyada katılan ..."in babası olduğunu söyleyen sanığın, mağdurun makam odasına giderek "siz nasıl böyle bir karar verdiniz, sizin adaletiniz yokmu, cebinizi dolduruyorsunuz, bizim ödediğimiz vergiler ile maaşlarınızı alıyorsunuz, taraf tutuyorsunuz" diyerek mağdura hakaret ettiği, mağdurun uyarısına rağmen benzer sözleri yüksek sesle tekrar ederek odadan çıktığı iddiası ile sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nun 125/1-3a ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması,
Birleştirilme kararı verilen, 2013/120 esas sayılı dava dosyasında, Bursa CBS"nin 2013/1851 esas sayılı iddianamesi ile mağdur ..."ye yönelik hakaret suçunun soruşturulması sırasında, soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcısı mağdur ... tarafından sanığın savunma için çağırıldığı, savunmasının sorulduğu, sanığın, suç tutanağında adı geçen hakime sözler söylemeye devam ettiği, bunun suç oluşturacağı nedeniyle sanığın yasal olarak uyarıldığı, devamında sanığın ifadesine geçildiği, tüm söylediği sözlerin ifadeye geçmesine karşın sanığın ifade tutanağının yazıcıdan çıkartılıp kendisine verildiği, ayrıntılı olarak okuyup imzalamasının istenildiği, sanığın, önce "tamam siz görevinizi yapıyorsunuz, imzalıyorum" demesinden hemen sonra (sanığın tüm beyanlarının tutanağa geçirilmesine rağmen) ayağa kalkarak "siz hakim ..."nin dediklerini yazmışsınız, benim dediklerimi yazmıyorsunuz, size yazıklar olsun" sözlerini yüksek sesle bağırarak söylediği, sanıktan sakin olmasının istenildiği, sanığın imza atmadan odadan çıkıp gittiği iddiası ile sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nun 125/1-3a ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması kamu adına talep ve iddia olunmuş,
Mağdurlar ... ve ..."e karşı hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine dair, Bursa 5. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 31/10/2013 tarih ve 2013/27 Esas, 2013/932 sayılı kararın sanık ... tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/8831 E. - 2015/6836 K. sayılı kararıyla;
"Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın, mağdur ..."ye yönelik “siz nasıl böyle bir karar verdiniz, sizin adaletiniz yok mu, cebinizi dolduruyorsunuz, bizim ödediğimiz vergilerle maaşınızı alıyorsunuz, taraf tutuyorsunuz” ve mağdur ..."e yönelik “siz benim dediklerimi yazmamışsınız, hakim ..."nin söylediklerini yazmışsınız, yazıklar olsun” şeklindeki sözlerin, ifadelerin bütünlüğü içinde, mağdurların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, uğranıldığını düşündüğü haksızlığı dile getirmeye yönelik bir yakınma ve ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi" gerekçesiyle oy birliğiyle bozulmasına karar verilmiştir.
I- YEREL MAHKEMENİN DİRENME KARARININ KAPSAMI
Bursa 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarih ve 2015/899 Esas, 2016/158 Karar sayılı kararında;
" Mağdurlardan ..."nin Hakim olması mağdur ..."in Cumhuriyet Savcısı olması 2802 sayılı Hakimler Savcılar Yasasının 657 sayılı yasadan ayrık olarak yüz kızartıcı suçlar ve rüşvet konularında daha hassas düzenlemeler yapılmış olması, mağdurların mesleği itibarı ile bunun doğal olması, sanığın kabulde ve Yargıtay kararında da belirtildiği şekli ile "cebinizi dolduruyorsunuz" şeklindeki hakime yönelik sözü ve Cumhuriyet Savcısının tuttuğu ifade tutanağının sahte olduğunu iddia etmesi, bu hali ile mağdur Hakim"in rüşvetçilikle suçlayan sözü mağdur savcıyı sahtecilik ile suçlayan beyanı dikkate alındığında Yargıtay"ın yıllardır istikrar arz eden içtihatları ve hukukun temel ilkesi olan her suç ve eylemin kendi içerisinde özel olduğu, bu özelliğin suçu oluşturan davranışlar sanık ve mağdurun kişisel özellikleri olayın oluş şekli, olduğu yer ve zaman bakımından farklılık arz ettiği gerçeğine uygun olması sebebiyle dosyamız olayının özeli değerlendirildiğinde önceki mahkemenin kararındaki sübuta ve gerekçeye mahkememizce de iştirak edildiğinden;
Yargıtay bozma ilamı mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülmemiş ve direnilmesine karar verilmiştir.
Sanık savunmasında; "Yargıtay bozma ilamına saygılıyım, uyulmasına karar verilmesini talep ederim, önceki savunmalarına ekleyeceğim bir husus yoktur," şeklinde beyanda bulunmuştur.
İddia, Sanığın savunması, Kollukça tutulan tutanaklar ve düzenlenen belgeler, Müşteki beyanları, Tanık anlatımları ile Nüfus ve Sabıka kayıtları dosyada toplanan delillerdir.
Deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte ele alınarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; Kapatılıp mahkememize devredilen Bursa Kapatılan 5. Sulh Ceza Mahkemesinin önceki kararının usul ve yasaya uygun olduğu yönünde tam bir vicdani kanıya varılmakla direnilmesine "
Şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/8831 E. - 2015/6836 K. sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
II- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarih, 2016/180 Esas ve 2016/1720 sayılı Kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Somut olayda;
... hakimi olarak görev yapan mağdur ..."nin 2011/1506 esas sayılı dava dosyasında yargılanan kişinin beraatine karar verdiği, dosyada katılan Murat Özdemir"in babası olduğunu söyleyen sanığın, mağdurun makam odasına giderek "siz nasıl böyle bir karar verdiniz, sizin adaletiniz yokmu, cebinizi dolduruyorsunuz, bizim ödediğimiz vergiler ile maaşlarınızı alıyorsunuz, taraf tutuyorsunuz" diyerek mağdura hakaret ettiği, mağdurun uyarısına rağmen benzer sözleri yüksek sesle tekrar ederek odadan çıktığı iddiası ile sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nun 125/1-3a ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması,
Birleştirilme kararı verilen, 2013/120 esas sayılı dava dosyasında, Bursa CBS"nin 2013/1851 esas sayılı iddianamesi ile mağdur ..."ye yönelik hakaret suçunun soruşturulması sırasında, soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcısı mağdur ... tarafından sanığın savunma için çağırıldığı, savunmasının sorulduğu, sanığın, suç tutanağında adı geçen hakime sözler söylemeye devam ettiği, bunun suç oluşturacağı nedeniyle sanığın yasal olarak uyarıldığı, devamında sanığın ifadesine geçildiği, tüm söylediği sözlerin ifadeye geçmesine karşın sanığın ifade tutanağının yazıcıdan çıkartılıp kendisine verildiği, ayrıntılı olarak okuyup imzalamasının istenildiği, sanığın, önce "tamam siz görevinizi yapıyorsunuz, imzalıyorum" demesinden hemen sonra (sanığın tüm beyanlarının tutanağa geçirilmesine rağmen) ayağa kalkarak "siz hakim ..."nin dediklerini yazmışsınız, benim dediklerimi yazmıyorsunuz, size yazıklar olsun" sözlerini yüksek sesle bağırarak söylediği, sanıktan sakin olmasının istenildiği, sanığın imza atmadan odadan çıkıp gittiği iddiası ile sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nın 125/1-3a ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği görülmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Hakaret” başlıklı 125. maddesinin ilk üç fıkrası;
“1- Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılması için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
2- Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
3- Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz...” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile 765 sayılı TCK"dan farklı olarak hakaret ve sövme ayrımı kaldırılmış, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek hakaret suçunu oluşturan seçimlik hareketler olarak belirlenmiştir. (Mahmut Koca- İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2013, s.430)
5237 sayılı TCK"nın "Soruşturma ve kovuşturma koşulu" başlıklı 131. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, TCK"nın 125. maddesinin birinci fıkrasında hakaret suçunun temel şekli, üçüncü fıkrasında ise nitelikli halleri düzenlenmiş, aynı kanunun 131/1. maddesinde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret dışında kalan hakaret suçlarının şikâyete tâbi olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerektirmektedir.
Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
... hakimi olarak görev yapan mağdur ..."nin 2011/1506 esas sayılı dava dosyasında yargılanan kişinin beraatine karar verdiği, dosyada katılan..."in babası olduğunu söyleyen sanığın, mağdurun makam odasına giderek "siz nasıl böyle bir karar verdiniz, sizin adaletiniz yokmu, cebinizi dolduruyorsunuz, bizim ödediğimiz vergiler ile maaşlarınızı alıyorsunuz, taraf tutuyorsunuz " ve bu olay nedeniyle açılan soruşturma kapsamında, soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcısı mağdur ... tarafından sanığın savunma için çağırıldığı, savunmasının sorulduğu, sanığın, suç tutanağında adı geçen hakime sözler söylemeye devam ettiği, bunun suç oluşturacağı nedeniyle sanığın yasal olarak uyarıldığı, devamında sanığın ifadesine geçildiği, tüm söylediği sözlerin ifadeye geçmesine karşın sanığın ifade tutanağının yazıcıdan çıkartılıp kendisine verildiği, ayrıntılı olarak okuyup imzalamasının istenildiği, sanığın, önce " tamam siz görevinizi yapıyorsunuz, imzalıyorum" demesinden hemen sonra (sanığın tüm beyanlarının tutanağa geçirilmesine rağmen) ayağa kalkarak "siz hakim ..."nin dediklerini yazmışsınız, benim dediklerimi yazmıyorsunuz, size yazıklar olsun" şeklindeki sözlerin, Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir davada katılan sıfatıyla yer alan oğlu aleyhinde ve sanık lehine verilen beraat kararı nedeniyle duyduğu kızgınlığa bağlı mevcut uygulamaya yönelik ifadeler olduğu, mağdurların şahıslarına, onur, şeref ve saygınlığa yönelik bir saldırı niteliğinde bulunmadığı ve dolayısıyla sanığın üzerine atılı hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.
Bu itibarla; Yerel Mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve direnme hükmünün bu yönden yerinde olmadığı değerlendirilmekle;
III- KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/8831 E. - 2015/6836 K. sayılı bozma kararındaki gerekçeye göre Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 02/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.