Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın ... Sulama Birliğinde ziraat mühendisi olarak çalıştığı, sanığında aynı dönemde ... Sulama Birliğinde birlik başkanı olarak görev yaptığı, katılanın söz konusu birlikte görevine son verildikten sonra İdare Mahkemesine açtığı davalarla işlemin iptaline karar verildiği, ancak katılanın ziraat mühendisi olmasına rağmen sanık tarafından mühendislik kavramı dışındaki mühendislik ünvanında görev yapan personelin çalışmasını gerektirmeyecek şekilde sulama kanallarının kontrolleriyle görevlendirerek katılanın mağduriyetine sebebiyet verip görevini kötüye kullandığı iddia edilen somut olayda; Ankara 17 Sulh Ceza Mahkemesi aracılığı ile alınan 25/03/2014 tarihli rapora itibar olunarak sanığın eyleminde atılı suçun maddi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş ise de;
5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde belirtilen suçun oluşması için, görevin gereklerine aykırı davranış yanında “kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması” öğelerinden birinin gerçekleşmesi gerektiği, somut olayda sanığın eylemi neticesinde bir kamu zararının doğmadığı ve kişilere haksız bir menfaat sağlanmadığı hususunda bir tereddüt bulunmadığından, kişilerin mağduriyetine neden olunup olunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği,
Yargıtay Ceza Kurulunun Dairemizce de benimsenen 25/02/2014 günlü, 2013/11.MD-148 Esas ve 2014/87 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; mağduriyet kavramının, sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade ettiği, öğretide de; mağduriyetin sadece ekonomik bakımdan ortaya çıkan zararı ifade etmeyeceği, mağduriyet kavramının ekonomik zarar kavramından daha geniş bir anlama sahip olduğu, bireyin, sosyal, siyasi, medeni her türlü haklarının ihlali sonucunu doğuran hareketlerin ve herhangi bir çıkarının zedelenmesine neden olmanın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildiği, dosya kapsamına göre TCK"nın 257/1. maddesindeki objektif cezalandırma şartlarından olan kişilerin mağduriyetine neden olma hususunun gerçekleştiği ve icrai davranış ile zincirleme görevi kötüye kullanma suçunun bu suretle oluştuğu gözetilmeden, 25/03/2014 tarihli yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak oluşa uygun düşmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme sonucu söz konusu suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, sair hususları incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 27/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.