5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/1872 Karar No: 2014/7200 Karar Tarihi: 30.06.2014
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/1872 Esas 2014/7200 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği bir tefecilik suçuna ilişkin hüküm temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, suçun oluşması için sanığın sadece bir kişiye ödünç para vermesinin yeterli olduğu, suçun zincirleme olarak işlenmesinin mümkün olduğu ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın son fıkrasındaki istisnalar dışında tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu anlaşılmıştır. Sanık hakkında müşteki ve tanık ifadeleri, icra takip dosyası, banka dekontları ve sanık ile para alan kişi arasındaki ilişkinin niteliği ve konumları gibi deliller göz önünde bulundurulduğunda, tefecilik suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu, ancak yetersiz gerekçelerle sanığın beraat kararı verildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması gerektiği kanıtlanmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesi, 5377 sayılı Kanun'un 6. maddesi ve Yasanın 43/1. maddesidir. Zincirleme suç hükümleri, 5377 sayılı Kanun ile genişletilmiştir.
5. Ceza Dairesi 2013/1872 E. , 2014/7200 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/788 MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 02/06/2010 NUMARASI : 2009/340 Esas, 2010/401 Karar SUÇ : Tefecilik
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, …" biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümü içerisinde yer aldığı, bu bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, aynı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsur haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın son fıkrasındaki istisnalar dışında tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu anlaşılmakla; Müştekinin ve tanık C.. O.."ın aşamalardaki özü değişmeyen istikrarlı anlatımları, sanığın borç para verip senet aldığına ilişkin tevil yollu savunması icra takip dosyasının kapsamı, para alışverişini gösterir banka dekontları ve sanık ile kendisinden para alan kişi arasındaki ilişkinin niteliği ve konumları gözetildiğinde bu nitelikteki paraların karşılıksız olarak verilmesinin olağan yaşam kurallarıyla örtüşmemesi karşısında; sanığa yüklenen tefecilik suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu nazara alınmadan dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen yetersiz gerekçeler ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.