11. Ceza Dairesi 2014/7793 E. , 2014/8824 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/02/2014 gün ve 2013/4030/14850 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10/03/2014 gün ve KYB.2014/87828 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 204/1, 43, 157/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis, 1 yıl 4 ay hapis ve 2.000,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2011 tarihli ve 2008/495 esas, 2011/123 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
1- Anılan mahkeme kararındaki kabule nazaran, adı geçen sanığın kardeşi olan katılanın kimlik bilgilerini ve kendi fotoğrafını kullanarak sahte nüfus cüzdan talep belgesi düzenlediği, akabinde bu belge ile ...Nüfus Müdürlüğünden 25/05/2001 düzenleme tarihli nüfus cüzdanı aldığı, daha sonra bu nüfus cüzdanını kullanarak suç tarihleri olan 17/01/2005 ve 18/01/2005 tarihlerinde ..."da iki ayrı telefon aboneliği sözleşmesi imzaladığı, mahkemece sanığın eyleminin başkasının kimlik bilgilerini taşıyan ve içeriği itibari ile sahte olan nüfus cüzdanını kullanarak abonelik sözleşmesi düzenletmek olduğu kabul edilerek mahkûmiyet kararı verildiği cihetle, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, denetime imkan verecek şekilde karşılaştırma yapıldıktan sonra lehe hüküm belirlenerek karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karşılaştırma yapılmadan 5237 sayılı Kanun"un lehe olduğu belirtilerek karar verilmesinde,
2- Sanık ile katılanın kardeş oldukları anlaşılmakla, dolandırıcılık suçu bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 167/2. maddesinde yer alan “Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin...zararına olarak işlenmesi hâlinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, katılanın dolandırıcılık eyleminden ne zaman haberdar olduğu tespit edilip şikayetin süresinde olup olmadığı araştırılmadan ve cezadan indirim yapılmadan karar verilmesinde,
3- Sanığın nüfus müdürlüğünün maddi varlıklarından olan nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle, katılan adına sahte abonelik sözleşmeleri düzenleterek dolandırıcılık suçunu işlediğinin kabul edilmesi karşısında; eylemin kamu kurumu olan nüfus müdürlüğünü aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
2297 sayılı Yargıtay Yasası"nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde “Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.” hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu"nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre, ...Cumhuriyet Başsavcılığının 10.04.2008 gün ve 2008/11770 sayılı iddianamesi ile sanığın, 2001 yılında temin etiği ve kamu kurumu olan nüfus müdürlüğünün maddi varlıklarından sayılan sahte nüfus cüzdanını kullanıp, 17.01.2005 ve 18.01.2005 tarihlerinde iki ayrı abonelik sözleşmesi imzalayarak Telekom Müdürlüğünden katılan adına telefon hattı almak suretiyle sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia olunması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı 350 ve TCK"nun 79. maddesi delaletiyle aynı Yasanın 504/3, 80. maddelerinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçu tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki anlatıma, kanun yararına bozma isteminin kapsamına ve Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi"ne ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ST