9. Hukuk Dairesi 2014/2800 E. , 2015/16359 K.
"İçtihat Metni" İŞ MAHKEMESİ
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkette pazarlama müdürü olaark çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının şirkette hizmet akdi ile çalışırken ortak olmak istediğini, bu nedenle 1994 yılında ortak yapıldığını, ancak fiili çalışması devam ettiğinden sigortalılığının devam ettirildiğini, askerlik nedeni ile ayrıldığında bütün haklarını aldığını, askerlik dönüşünde ortak olarak çalışmak istediğini, Bağ- Kur "lu olarak devam ettiğini, kendisinin bu dönemden sonra hizmet akdine bağlı olarak değil ortak olarak çalıştığını, hizmet akdine dayalı taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, burada çalışırken, aynı işi yapan başka bir kuruluşta yer aldığını, davalı şirketle haksız rekabete giriştiğini, şirkete zarar verdiğini, daha sonra da şirketteki hissesini devredip şirketten ayrıldığını, taleplerinin yersiz olduğunu, davacının haklarının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının hizmet akdi ile çalıştığı ve davacının fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı feshettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı, şirket ortağı olan davacının sigortalı işçi olacağı kabul edilerek kıdem tazminatını kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve davacının kendisinin işten ayrılması nedeniyle kıdem tazminatı alamayacağı, ücretin fazla esas alındığı, hafta sonlarında çalışmamasına rağmen hafta tatili alacağının kabulüne karar verilmesi, primin olmadığı ve kıdem tazminatında nazara alınamayacağı, davacı ise 01.11.2011 tarihli ıslah dilekçesinin dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı ve davacının yaptığı 01.11.2011 tarihli ıslah dilekçesinin dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).
Somut olayda, davacının fazla mesai alacakları ödenmediğinden iş akdini haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemenin kıdem tazminatını hüküm altına alması yerindedir.
Ancak davacı vekili kıdem tazminatı dahil talep ettiği tüm alacakları tek miktar altında 01.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırmıştır. Davacı vekili daha sonra ise bu talep ettiği ve bu tarih itibari ile harçlandırdığı toplam alacağın hangi taleplere ait olduğunu tek tek 03.05.2013 tarihli dilekçesi ile belirlemiştir. 03.05.2013 tarihli dilekçesi ıslah dilekçesi olmayıp, daha önce verilen ıslah dilekçesinin açıklaması niteliğindedir. Davacının kıdem tazminatı dışındaki alacaklarının ilk kısmi davada istenen miktarlar dışında kalan ve belirlenen miktarların 01.11.2011 ıslah tarihine göre zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi ve uğramayan alacakların hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece ıslah dilekçesinin açıklaması şeklindeki 03.05.2013 tarihli dilekçe esas alınarak zamanaşımının değerlendirilip buna göre hüküm kurulması isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.