14. Hukuk Dairesi 2014/12375 E. , 2015/2903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili 1364 ada 2 parsel sayılı taşınmazın satışı suretiyle ortaklığının giderilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazda müvekkiline ait muhdesat bulunduğunu ve taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını savunarak haksız davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazda kendisine ait muhdesat bulunduğunu ve taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Somut olayda; mahkemece muhdesatlar konusunda paydaşlar arasında ittifak mevcut olduğundan arzın ve muhdesatların dava tarihi itibari ile ayrı ayrı değerleri, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri ve muhdesata ve arza isabet eden oran bilirkişiye hesaplattırılmıştır. Ancak hüküm sonucunun 2 numaralı fıkrasında bu oranlar dahilinde satış bedeli dağıtılmışken maddi hata nedeniyle binanın değerinin boş arsaya oranı denilmesi ve hüküm sonucunun 5 numaralı fıkrasında satış bedelinin yeniden tapudaki ve bilirkişi raporundaki hisseler oranında dağıtılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca satış bedeli üzerinden alınacak binde 11,38 oranındaki harçtan kimlerin hangi oranda sorumlu olacağının gösterilmemesi de doğru görülmemiş ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hükmün ikinci fıkrasının ikinci ve üçüncü satırında yer alan “boş arsaya” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine “taşınmazın tüm değerine” ibaresinin yazılması, ve yine ikinci fıkranın sonuna “kalan %77,55 oranındaki kısmın taraflara tapu kaydındaki payları oranında paylaştırılmasına" ibaresinin yazılması, hükmün beşinci fıkrasının hüküm sonucundan çıkarılması ve hükmün üçüncü fıkrasının sonuna “harcın satış bedelinin paylaştırılmasındaki oranlar dahilinde paydaşlardan tahsiline” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.