1. Hukuk Dairesi 2014/16608 E. , 2015/11575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BATI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2013/179-2014/146
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.10.2015 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat H. Ö. ile diğer temyiz edenler vekili Avukat H. K. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, ... ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının davalı Mürüvet tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak diğer davalılara danışıklı olarak satış suretiyle temlik edildiğini, yapılan işlemlerden haberi olmadığını, satış bedelenin de kendisine ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil ya da tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, öncelikle davacının vesayet altına alınması gerektiğini, satışların davacının bilgisi dahilinde yapıldığını ve satış bedelinin de davacıya ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, noterde düzenlenen vekâletname ile vekil tarafından yapılan satışların geçerli olduğu, ancak vekilin satış bedelini davacıya ödediğini kanıtlayamadığı gerekçeleri ile tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının vesayet altına alınması için Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davanın 2014/512 Esas, 2014/1508 Karar sayılı ve 18/12/2014 günlü kararı ile reddine karar verildiği, ancak kararın temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2015/3183 Esas 2015/4551 Karar sayılı ve 30.03.2015 günlü ilamı ile TMK"nun 406. maddesi uyarınca davacının kısıtlanmasına karar verilmesi gerektiğine değinerek bozulduğu, ilgili dosyanın hâlen aynı Dairede karar düzeltme aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı HMK"nun 114/d maddesi hükmünde; davacının taraf ve dava ehliyetine sahip olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, mahkemece istek olmaksızın resen gözetileceği açıktır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun 165/1. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda; davalı Mürüvet tarafından davacının kısıtlanmasına ilişkin açılan davanın sonucunun eldeki davada davacının taraf ehliyetini etkileyeceği açıktır. Anılan nedenle, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/512 Esas, 2014/1508 Karar sayılı dava dosyasının eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Hâl böyle olunca; davacının kısıtlanması için açılan davanın eldeki dava açısından bekletici mesele yapılması, sonucuna göre varsa usûli eksikliğin giderilmesi ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 1.100.00."er TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.