10. Hukuk Dairesi 2016/3775 E. , 2017/4162 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilen hizmetlerin gerçek olduğunun tespiti ile kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren bağlanması ve ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacının 01.04.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı aldığı, 01.08.2007-12.03.2008 tarihleri arasındaki hizmetlerinin sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilmesi sonrası, aylığın bağlandığı tarih itibariyle kesildiği ve 01.04.2008-21.02.2013 tarihleri arası dönem yönünden yersiz aylıkların tahsili cihetine gidildiği, mahkemece, dinlenen tanık beyanları nazarında, davacının, davalı işverenin ...’ta bulunan şubesinde çalıştığından bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de; söz konusu hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken, davacı isticvap edilerek (davacının söz konusu işyerinde soför olarak çalıştığı belirtildiğinden), hangi plakalı aracı kullandığı öğrenilmeli, aracın kime ait olduğu araştırılmalı, sigortalılığın iptal edildiği dönem içerisinde davacının ehliyeti bulunup bulunmadığı, varsa adına veya belirtmiş olduğu plakalı araca trafik cezası kesilip kesilmediği araştırılmalı, komşu işyeri tanığı olarak dinlenen tanıkların gerçekten davalı işyerine komşu olup olmadığı araştırılmalı, işyerinin kapasitesi tespiti cihetine gidilmeli, yapılacak tespitlerle Kurum denetmenlerince yapılan tespitler karşılaştırılmalı, davalı işyerinden bir kişinin (...) bildirimi yapıldığından başka bir şahsın çalışmasına ihtiyaç duyulup duyulmadığı bu kapsamda araştırılmalı, davacı tanığı ...’nin beyanları nazarında, ilgilinin ... Muhasebe işyerinden bildirimi olup olmadığı ile ... Muhasebe tarafından davalı işyerinin muhasebesinin tutulup tutulmadığı araştırılmalı, ... da bulunan işyeri ile davalı işyeri arasındaki bağlantı tam olarak aydınlatılmalı, böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.