11. Hukuk Dairesi 2020/4357 E. , 2021/5751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.10.2016 tarih ve 2014/803 E- 2016/597 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin usulden reddine-esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 18.10.2019 tarih ve 2019/281 E- 2019/1965 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... Petrolleri A.Ş. ve Mobil Oil Türk A.Ş tarafından oluşturulan adi ortaklık niteliğinde olduğunu, müvekkili ile davalı ... arasında intifa sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin ardından davalı şirket ile işleticilik anlaşması imzalandığını, davaya konu taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu kurulduğunu ve müvekkili marka ve logosu adı altında ürün satışı yapıldığını, intifa sözleşmesi yirmi yıl olarak düzenlenmesine karşın Rekabet Kurumu tarafından alınan kararla bu türden sözleşmelerin beş yıl ile sınırlandırıldığını bu nedenle sözleşmenin 15. yılında intifa sözleşmesinin davalının ihtarı ile son bulduğunu, oysaki ki geri kalan beş yıllık süre için de ödeme yapıldığını, denkleştirici adalet ilkesi gereğince davalı taşınmaz sahibi ... geri kalan tutarı müvekkiline ödemesi gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından davaya konu taşınmazda bir takım sabit yatırımlar yapıldığını, kalan süre dikkate alındığında bunların tutarının da müvekkiline ödenmesinin gerektiğini ileri sürerek, 95.918,89 TL’nin davalı ..."dan 17,621,33 TL’nin ise her iki davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tapu kayıtlarında intifa hakkının halen devam ettiği, davacı şirketin basiretli davranıp intifa hakkını terkin ettirdikten sonra kalan ivaz bedeli için dava açması gerektiği, terkin için açılan davada verilen kararın eldeki davanın açıldığı tarihten sonra kesinleştiği, sözleşmenin geçersiz hale gelmesi nedeniyle mütemmim cüz niteliğindeki yatırım, malzeme, teçhizat, demirbaş desteğinin işlememiş süreye karşılık gelen kısmı talep edilmiş ise de, alınan bilirkişi raporu kapsamında davacı tarafça talep edilen ve fatura düzenlenen malzeme içeriğinin demirbaş niteliğinde olmayıp, inşa ve hizmet içeren harcamalar olduğu, bu harcamaların taraflar arasındaki sözleşmenin devamı süresince hizmetten faydalanılması halinde işlevsel olduğu, aksi halde devir olmaktan çıktığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemece sabit yatırım bedeline ilişkin davanın esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak intifa hakkı bedeline ilişkin davanın esastan reddine karar verilmişse de yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, devam eden intifa hakkının terkin edilmesi ve davanın terkin işleminden sonra açılması gerektiği, bu hususun dava şartı niteliğinde olduğu bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davalı ... hakkındaki intifa hakkı peşin ivaz bedelinin iadesine ilişkin davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, her iki davalı hakkında açılan kalıcı yatırımların peşin sermaye değerinin iadesine ilişkin davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.09.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.