
Esas No: 2015/12295
Karar No: 2016/3923
Karar Tarihi: 08.04.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/12295 Esas 2016/3923 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 132 ada 20 ve 41 parsel sayılı 491,42 ve 412,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ham toprak niteliğindeki yerlerden olduğu gerekçesiyle, 132 ada 39 ve 40 parsel sayılı 874,85 ve 160,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kuzey sınırında yer alan taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının miktar fazlası olduğu gerekçesiyle, 132 ada 38 parsel sayılı 332,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise tapu kaydı gerekçe gösterilerek davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına ve satın alma iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı dayanağı 2004 tarihli satış senetlerinin dava konusu taşınmazları kapsadığı ve davacı yararına eklemeli zilyetlik yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sırasında bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, çekişmeli 132 ada 40 parsel sayılı taşınmazın eski kilisenin önündeki boşluk olduğunu, bu taşınmaz ile birlikte diğer dava konusu taşınmazları davacının sahiplendiğini bildirmişler, buna karşılık bu sahiplenmenin ne şekilde olduğu, bir başka deyişle ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığı hususunda maddi olaylara dayalı bilgileri alınmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde önceki yerel bilirkişilerden farklı, dava konusu taşınmazları iyi bilen, yaşlı ve tarafsız 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden kime ve nasıl geçtiği, ziraatçi bilirkişi raporunda belirtilen meyve ağaçlarını kimin diktiği, hususlarında olaylara dayalı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları dava konusu taşınmazlar ile komşu taşınmazların kadastro tutanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki koşulların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.