Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5104
Karar No: 2021/5750
Karar Tarihi: 27.09.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5104 Esas 2021/5750 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/5104 E.  ,  2021/5750 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.12.2019 tarih ve 2017/409-2019/503 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili asıl davada, müvekkilinin şirket çalışanı olan ...’a banka işlemlerinde kullanılmak üzere imzalı kısmen yazılı kısmen boş olan belge bıraktığını ...’ın imzalı olarak bırakılan bu belgeyi bono haline dönüştürüp ağabeyi ...’a verdiğini, sahte olarak düzenlenen bono nedeniyle ... tarafından müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ileri sürerek, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise, haksız olarak yapılan haciz nedeniyle müvekkillerinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek, ... ve ... için ayrı ayrı 5.000.- TL , ... ve... için ayrı ayrı 2.500.- TL şirket için 15.000.- TL olmak üzere toplamda 30.000.- TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davacının davalı ... ile uzun yıllar süren arkadaşlıklarının olduğunu, davacının adı geçen davalıdan borç para istemesi ve miktarın da yüksek olması nedeniyle davacı tarafından dava konusu bononun tanzim edilerek verildiğini, senedin verildiği tarihte ..."ın Hatay’da askerlik vazifesini yapmakta olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalıların sanık olarak yargılandıkları ceza davası mahkumiyetle sonuçlanmış ise de verilen cezalar bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dolayısıyla davalılar hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü olduğundan söz edilemeyeceğinden ceza mahkemesince verilen kararın hukuk mahkemesini bağlamayacağı, bu nedenle davacı iddiaları bakımından Adli Tıp Kurumundan rapor alınması cihetine gidildiği, raporda, senedin imzadan yararlanılmak suretiyle oluşturulup oluşturulmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği, bu tespitle senette tahrifat yapılmadığının somut olarak saptandığı, davacının senet üzerindeki imzasına itiraz etmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Asıl dava, kambiyo takibe konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise, manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sonuçları itibariyle bir mahkumiyet kararı değildir. Kural olarak, sanığın aleyhine sonuç doğuracak şekilde bir etki yaratmaz. Anılan ceza kararı türü, hukuk hakiminin mutlaka bağlı olmasını gerektiren ceza kararı niteliğinde değildir. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın belirtilen nitelikleri, zikredilen kararla sonuçlanan ceza davalarına hukuk davalarında delil olarak dayanılmasını engellemez. Keza, bir ceza davasının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararla sonuçlanması, hukuk mahkemesinin, ceza davası kapsamında toplanan delilleri ve tespit edilen olguları tamamıyla gözardı etmesini de gerektirmez. Bu durumda yapılması gereken, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi"nin mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında da belirtildiği gibi, dava dilekçesinde dayanılan diğer delillerin ve ceza dosyasının hep birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
    Yapılan açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olursa, davacı yan, asıl davada, davaya konu bononun açığa imzanın kötüye kullanılması suretiyle oluşturulduğunu iddia etmiş, aynı iddiaya dayalı olarak davalılar hakkında suç duyurusunda da bulunmuştur. Ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sanıkların, katılan ... tarafından iş ilişkisi kapsamında imzalı ve boş olarak verilen A4 ebadındaki bir kağıdı üst tarafından keserek ve bilgisayarda bono haline getirerek icra takibine konu ettikleri kabul edilmiş ve bu nedenle her iki sanığın da resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Karara karşı yapılan temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 23. Ceza Dairesi 08.09.2015 gün, 2015/2427 Esas - 2015/3772 Karar sayılı ilamında, İlk Derece Mahkemesinin eylemin oluş şekline ve suçun nitelendirilmesine ilişkin kabulünü isabetli görmüş ancak huzurdaki menfi tespit davası sebebiyle senet bedelinin ödenmemesini gerekçe göstererek eylemin teşebbüs aşamasında kaldığını, bu nedenle sanıklara dolandırıcılık suçuna teşebbüsten ceza verilmesi gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur. Ceza mahkemesince bozmaya uyulmuş, her iki sanığın da dolandırıcılığa teşebbüsten mahkumiyetine karar verilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ceza mahkemesi dosyası her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla sonuçlanmışsa da yukarıda da ifade edildiği üzere kararın bu niteliği ceza davasında toplanan delillerin ve tespit edilen olguların gözardı edilmesini gerektirmeyecek olup, ceza dosyasının hukuk yargılamasında toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekecektir. Bu anlamda somut olay incelendiğinde ise, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar senedin açığa imzanın kötüye kullanılarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda kesin bir kanaat bildirilemediği belirtilmişse de aynı raporda, davacı yanın iddialarını ve ceza mahkemesinin kabulünü doğrular şekilde, senedin matbu ve üst kısmı forme kesim senetlerden olmadığı, yatay uzunluğunun A4 ebadıyla uyumlu olduğu ve imza ve yazıların farklı fiziki evsafta bir kalemle atılmış olduğu hususlarının tespit edilmesi karşısında mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi, birleşen manevi tazminat davasıyla ilgili olarak ise usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, asıl ve birleşen davalarda verilen hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 27/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi