Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13664 Esas 2017/4121 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13664
Karar No: 2017/4121
Karar Tarihi: 15.05.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13664 Esas 2017/4121 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/13664 E.  ,  2017/4121 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum, 21.01.2012 tarihli iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve masraflardan oluşan Kurum zararının rücuan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. ve 23. maddeleridir.
    Dosya kapsamına göre, Kurum müfettiş raporunda, kaçak maden ocağı işleten davalı yanında çalışan ...’nin hizmet bildiriminin yapılmadığı, ceza dosyasında, davalının kaçak maden ocağı işlettiğinin belirlenerek hüküm aldığı, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda az da olsa kazalı ...’ye de kusur yüklendiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
    Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hakimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de, ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde mahkum olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekir.
    Mahkemece, öncelikle, ceza dosyasıda getirtilerek, kazalının ocağın kaçak olduğunu bilebilecek durumda bulunması ayrıca ceza davasında, az da olsa kusur yüklenmiş olması gözetilerek, kazalıya verilecek kusur oranı yeniden değerlendirilmeli böylece işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden yukarıda yapılan tüm açıklamaları irdeleyen, kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varsa çelişki de giderilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.05.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.