13. Hukuk Dairesi 2016/4582 E. , 2019/8549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat, davalı şirket bünyesinde 2006-2009 yılları arasında vekil olarak çalıştığını, 31.07.2009 tarihinde ayrıldığını, davalı şirkete vekaleten açmış olduğu ... 5. Vergi Mahkemesi 2008/1090 esas ve 2008/2880 Karar sayılı dosyasında davacı vekili olarak kendisine 28.936,00 TL vekalet ücreti ile ... 5. Vergi Mahkemesi 2008/1092 Esas ve 2008/2881 Karar sayılı dosyasında 28.700,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alındığını, daha sonra müvekkili davalı şirketin anılan dosyalardan karşı taraf olan diğer davalı ile sulh olmaları nedeniyle feragat ettiğini ileri sürerek toplam 57.636,00 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., söz konusu feragatin yasadan doğan bir feragat olduğunu bu nedenle, davacı avukatın vekalet ücretinden kendilerinin sorumlu tutulamayacağını, diğer davalı ... Film San. ve Tic. Ano. Şti. ise feragatin geniş kapsamlı olmakla dava ile istenmiş olan haktan tamamen vazgeçildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-“27.08.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun’un 1. maddesi “Madde 1 - (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi gereken beyannamelere) ilişkin olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla; 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ikmalen, re"sen ve idarece tarh edilen vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarından, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde dava açma, ilgisine göre itiraz ve temyiz süreleri geçmemiş veya ihtilaflı olup kanun yolu tüketilmemiş bulunanlar için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar aynı Kanunun uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre uzlaşma talep edilmesi ve uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi, resim, harçlar, fon payları ile bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının ve bu madde kapsamında yapılan uzlaşma tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizlerinin, ilk taksidi uzlaşma tutanağının düzenlendiği ayı takip eden aydan başlamak ve 18 ayda 18 eşit taksitte, taksit tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanacak faiziyle birlikte tamamen ödenmek şartıyla uzlaşmaya konu tutardan kalan alacakların tahsilinden vazgeçilir.” ve aynı maddenin 4. fıkrasında: (4) Mükelleflerin bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için tarh edilen vergi, resim, harçlar ve fon payları ile kesilen cezalara karşı dava açmamaları, açılmış davalardan uzlaşma tutanağını imzaladıkları tarihte vazgeçmeleri şarttır. Uzlaşma tutanağını imzalayan mükelleflerce davadan vazgeçme dilekçeleri uzlaşma komisyonuna verilir ve bu dilekçelerin komisyona verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.” hükmünü taşımakta olup,bu kanundan yararlanmanın ön koşulu, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesidir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda ve yasal mevzuat ile Avukatlık yasasına göre davalılar arasındaki feragat ve uzlaşmanın o davalarda görev yapan davacı avukatın durumunu ve alacağı ücreti etkilemeyeceği, bilirkişinin dosyadaki bilgi ve belgelere göre raporunu hazırlayıp ve rapordaki hususlar ve gerekçelerinin de yerinde ve uygun görüldüğü, Avukatlık Yasasının 164 ve 165 maddeleri gereğince davalıların birlikte müteselsil sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; anılan yasa hükmü gereğince davalıların Avukatlık Kanunu madde 165 kapsamında sulh olduklarından söz edilemez. Bu nedenle davalı ...’nün talep edilen vekalet ücreti açısından sorumluluğu yoktur.
2-Diğer davalı ... Film San. ve Tic. Ano. Şirketi’nin de, önceden öngörülmesi mümkün olmayan ve Devlet politikası gereğince kabul edilmiş olan 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunu’ndan yararlanmak amacıyla kanunun getirdiği mutlak ön koşulu yerine getirmesi, yasal bir zorunluluk olup, bu durumun, yasaya uygun davranarak davalardan vazgeçen davalı aleyhine sonuç doğurması kabul edilemez. O halde, davalı ... Film San. ve Tic. Ano. Şti., daha sonradan feragat edilen dava dosyalarında bulunan mahkeme ilamında hüküm altına alınan karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. Ancak, vekaletin başladığı tarihten, davalı tarafından yasadan yararlanmak için müracaat edilen 11.11.2008 tarihine kadar, davacının davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf edilen emek ve mesaiye karşılık hak ve nesafete uygun akdi avukatlık ücretinin ödenmesi gerektiği de kabul edilmelidir. Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1 ve 2 nolu bentler gereğince temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 985,00 TL harcın istek halinde davalı ... Film San. ve Tic. A.Ş"ye iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi