Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/383 Esas 2015/2859 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/383
Karar No: 2015/2859
Karar Tarihi: 16.03.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/383 Esas 2015/2859 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/383 E.  ,  2015/2859 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.12.2008 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat, birleşen davada ise davacı ... tarafından davalı ... aleyhine 20.01.2009 günlü dilekçe ile intifa hakkı ve ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 04.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl davada davacı ... davalılar aleyhine intifa hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi, istasyonun tarafına teslimi ve cezai şart tazminatı istemlerinde bulunmuştur.
    Birleştirilen davada ise davacı ... taşınmazın tapu kaydı üzerinde tesis edilen intifa hakkı ile ipoteğin terkinini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleştirilen davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş, davacı ... ve davacı ... kararı yargılama gideri ve avukatlık ücreti yönünden temyiz etmişlerdir.
    Taraflar, 20.11.2013 tarihli duruşmada karşılıklı olarak anlaştıklarını, dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa ve ipotek hakkının tapudan terkin edildiğini, asıl davadan feragat ettiklerini, birleştirilen davanın da konusunun kalmadığını beyan etmişlerdir.
    Taraf vekillerinin beyanlarından anlaşıldığı üzere taraflar 20.11.2013 tarihli duruşmada mahkeme dışında yaptıkları sulh sözleşmesi ile aralarındaki uyuşmazlığı sona erdirmişlerdir.
    Sulh görülmekte olan bir davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. Sulh sözleşmesi mahkeme önünde yapılabileceği gibi mahkeme dışında da yapılabilir.
    Taraflar sulh olurken aynı zamanda yargılama giderleri hakkında da bir anlaşmaya varmışlarsa mahkeme tarafların anlaşmasına göre ödeyecekleri yargılama gideri ve vekalet ücretini kararında belirtir. Yargılama gideri ve vekalet ücretinden söz etmemişlerse mahkeme bu konuda bir anlaşmaya varmaları için taraflara imkan verir. Taraflar yargılama giderleri hakkında bir anlaşmaya varamazlarsa mahkeme yargılama gideri ve vekalet ücretini sulh anlaşmasındaki kabul ve feragat edilen miktarlar oranında hüküm altına alır.
    O halde mahkemece, öncelikle taraflara mahkeme dışında düzenledikleri sulh sözleşmesini ibraz etmeleri, sulh sözleşmesinde yargılama giderinden sorumlu olunacak miktar ve vekalet ücretiyle ile ilgili bir anlaşma bulunmuyor ise bu konuda anlaşmaları için taraflara uygun süre vermeli, tarafların verilen sürede bir anlaşmaya varamadıklarını mahkemeye bildirmeleri halinde sulh sözleşmesinde kabul ve feragat edilen miktarlar dikkate alınarak vekalet ücretine karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler davacı ... ve davacı ... veklinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.