10. Hukuk Dairesi 2016/12028 E. , 2017/4107 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 14.03.2008 - 26.05.2014 tarihleri arası davalı işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı işveren adına kayıtlı ... sicil nolu işyerinde 09.03.2009-18.05.2012 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücret ile bildirilen günler(555 günlük) dışlanarak sigortalılığa esas aralıksız çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan ... hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de gözönünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının dava konusu tarihler itibariyle çalıştığı gözüken işyerlerinden; ... sicil nolu işyerinin davalı işveren adına kayıtlı olduğu gözükmektedir. Davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde; 14.03.2008 - 12.09.2008 tarihleri arasında dava dışı ... sicil nolu işyerinde, 09.03.2009- 18.05.2012 tarihleri arasında davalı adına kayıtlı ... sicil nolu işyerinde, 23.06.2012 - 10.08.2012 tarihleri arasında dava dışı ... sicil nolu işyerinde, 13.11.2012 - 26.05.2014 tarihleri arasında davalı adına kayıtlı ...sicil nolu işyerinde çalışmalarının olduğu ve bildirimlerinin yapıldığı, davalı işyerinden verilen dönem bodrolarının celp edilmediği gözükmektedir.
Mahkemece, dava konusu tarihlerde davalı işyerinden verilen dönem bodroları celp edilmeli, bodro tanıkları dinlenilmeli, kabule konu hizmet süresinde davacının davalı işyerinde fiilen çalışması, çalışmasının kesintisiz olup olmadığı husuları irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 15/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.