19. Hukuk Dairesi 2019/2737 E. , 2020/1344 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi sonucu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf isteminin isteminin reddi ile yeniden hüküm kurularak davanın reddine yönelik verilen kararın davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti.Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacı ... ile davalının davacı şirketteki hisselerinin devri konusunda 450.000 USD karşılığında anlaştıklarını,ödemenin bir kısmının peşin olarak yapıldığını, kalan 100.000 USD borç için davalıya senet verildiğini, bu senet bedelinin banka önünde, davacı şirketin muhasebe çalışanınca ödendiğini, ancak davalının bedeli ödenen senet yerine, kendi tanzim ettiği sahte senedin imza kısmını yırtarak muhasebe çalışanına verdiği, bedeli ödenen senedi ise icra takibine konu yaptığını,senedi tanzim eden davacı şirketin davacı ...’ye herhangi bir borcunun bulunmadığını, senede borca teminat olarak iştirak ettiğini ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu senedin üzerinde "bedeli nakden ahzolunmuştur." şeklinde kaydının olduğunu, davacıların senedin tanzimine yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıların imzaya yönelik bir itirazlarının bulunmadığını, davacıların iddialarını HMK."nun 201. maddesi kapsamında senet ile ispat etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı yanca senedin iade edildiği,ancak davacı tarafından iade edilen senedin gerçek senet olmadığının sonradan anlaşıldığının iddia edildiği,Yargıtay HGK 02.04.2003 gün 2003/19-261 .E-266.K nolu benzer nitelikteki kararında da "senedin alacaklı tarafından yırtılıp atıldığı" iddiasının tartışıldığı,esasen her iki olayda da senedin alacaklı uhdesinden, zilyetliğinden borçlu huzurunda çıktığı iddiasının mevcut olduğunu, bu cümleden olarak; "senedin imza kısmının alacaklı tarafından yırtılarak gerçek borç altına girilen senet gibi borçluya iade edildiği iddiasının" HMK.201 maddesi gereğince; senet ile ispat edilmesi gerektiği karşısında davacının edimini ispat ettiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye mahkemesince,dosya kapsamında davacı tanıklarının istinaf mahkemesince dinlenildiği, alınan adli tıp raporu ile senet altındaki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, bankadan gelen yazı cevabında davalının hesabına davacı tarafından 100.000-USD lik bir bedelin yatırıldığının kanıtlanamadığı, HMK"nun 201. maddesine göre senede karşı senetle ispat edilme kuralı gereğince davacının dinlenen tanık beyanlarına itibar etme imkanı da bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin reddi ile yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesince davacılar vekilinin istinaf talebinin incelenmesi sonunda ilk derece mahkemesince yapılan tahkikat yeterli görülmeyerek ilave tahkikat yapılarak tahkikat tamamlanmış ve yine ilk derece mahkemesinin vardığı sonuca varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durumda istinaf mahkemesince davacılar vekilinin istinaf talebi reddedilmiş olmaz yetersiz tahkikat yönünden kabul edilmiş olur.
Hal böyle olunca istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması doğru ise de davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ancak bu husus davanın esası hakkında verilen kararı etkilemediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle yukarıda işaret edilen ve esasa etkili olmadığı için bozma sebebi yapılmayan husus dışında muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgisi için ... BAM 16. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.