4. Hukuk Dairesi 2018/573 E. , 2020/351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair verilen 13/04/2017 günlü karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen 21/11/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2017 yılı için 41.530,00 TL’dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 41.530,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Somut olayda, davacı 100.000 TL maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince maddi tazminat talebinin reddine, 25.000 TL manevi tazminatın kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince kabulü ile karar kaldırılarak davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Davacı ilk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunmayarak ilk derece mahkemesince hükmedilen miktarlara bir itirazları olmadığını göstermiş ve istemlerini ilk derece mahkemesince hükmedilen miktarlarla sınırlamışlardır. Şu halde, temyize konu edilen miktarlar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/02/2020 gününde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.