1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10568 Karar No: 2015/11514 Karar Tarihi: 06.10.2015
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/10568 Esas 2015/11514 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/10568 E. , 2015/11514 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : VAN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2015 NUMARASI : 2014/306-2015/122
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ........."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, gerçek kişiye ait taşınmazı idare eden kayyım(defterdar) tarafından fuzuli işgal nedeniyle ecrimisil talebiyle açılmış, asliye hukuk mahkemesince; taraflar arasında öncesinde kira sözleşmesi bulunması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında öncesinde kira sözleşmesi olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşmenin 10.9. 2010 tarihinde sona erdiğini iddia ederek bu tarihten 15.8.2011 tarihine kadar ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar kira sözleşmesinin 2886 sayılı yasaya göre yapıldığı belirtilmekte ise de taşınmazın gerçek kişiye ait olup kayyımın gerçek kişi adına taşınmazı idare ettiği tapu kaydıyla sabittir. Buna göre taraflar arasında yapılan sözleşmenin iki gerçek şahıs arasında yapılan kira sözleşmesinden farkı bulunmamaktadır. Bu sözleşmenin, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan kira mevzuatına göre usulünce sona erdirilmediği müddetçe geçerli olduğunun kabulü gerekir. Kira sözleşmesi geçerli olduğuna göre 6100 sayılı HMK nın 4. maddesi de göz önünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmesi doğrudur. Zira göreve ilişkin Usul hükümleri kamu düzeninden olup resen gözetilmesi gerekir. Diğer yandan yine HMK nın 33. maddesi gereğince hakim Türk Hukukunu resen uygulayacağından, olayların anlatımı taraflara, hukuki vasıflandırmayı yapmak hakime aittir. Nitekim mahkeme de bu kira sözleşmesine geçerlilik tanıyarak doğru nitelendirme yapmış görevsizlik kararı vermiştir. Yukarıdaki gerekçelerle usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.