19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3437 Karar No: 2014/6757 Karar Tarihi: 09.04.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/3437 Esas 2014/6757 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2014/3437 E. , 2014/6757 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2013/245-2013/434
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davadışı asıl borçlunun kredi borcunu ödememesi üzerine davalının kefil olan müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını kefalet sözleşmesinde davacının eşinin kefalete izin veya icazetinin bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin yasal unsurları taşımadığını belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 18.05.2011 tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nun 484. maddesine uygun olarak kefalet tesis edildiğini, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK."nun 584. maddesindeki kefalette eşin yazılı rızasının aranmasına ilişkin düzenleme nedeniyle kefaletin geçersiz kabul edilemeyeceği, alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen borç miktarının davacı kefilin kefalet limiti dahilinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, kefil olan davacının, eşinin rızasının alınmaması sebebiyle genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 18.05.2011 tarihinde Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlükte bulunmadığı, davacının kefaletinin geçerli olduğu yönündeki kabul isabetli ise de, hükme esas alınan 26.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda, hesap kat ihtarının davacı kefile tebliğ edilemediği belirtilmiş, ancak hesap kat tarihi olan 13.08.2012 tarihi ile takip tarihi olan 02.10.2012 tarihleri arası dönem için 2.163,07 TL. işlemiş faiz hesabı yapılmıştır. Oysa davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlu kefile gönderilen 13.08.2012 tarihli hesap kat ihtarı davacıya 27.08.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, ihtarnamede ödeme için verilen 24 saatlik sürenin sonunda 29.08.2012 tarihinde davacı temerrüde düşmüş olup işlemiş faiz başlangıç tarihi olarak bu tarihin esas alınması gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, davalının 13.08.2012 tarihli hesap kat ihtarına ilişkin yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmek suretiyle, işlemiş faiz yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurmaktan ibarettir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.