8. Hukuk Dairesi 2013/9180 E. , 2014/5254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tortum Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/214-2012/313
Hazine ile R.. A.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Tortum Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.12.2012 gün ve 214/313 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı Hazine vekili, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit edilen 136 ada 142 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün birinci derece; bir bölümünün ise ikinci derece sit alanında kaldığını, dava konusu 145 ada 57 parselin ise; tamamının birinci derece sit alanı içerisinde bulunduğunu açıklayarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın vekil edeninin murisinden intikal ettiğini, davacı tarafından tarıma elverişli hale getirildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 145 ada 57 parsel ve 136 ada 142 parsel sayılı taşınmazlar; senetsizden, sırasıyla bahçe ve tarla niteliğiyle 02.09.2007 tarihinde, R.. A.. adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 06.12.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Bundan ayrı; 145 ada 57 parsel tutanağının beyanlar hanesinde; Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanun"un 11.04.2008 T. ve 869 nolu kararı ile taşınmazın 1. derece doğal sit alanında kaldığı belirtilmiş olup 136 ada 42 parselin tutanağının beyanlar hanesinde ise; taşınmazın sınırlandırma krokisinde A harfi ile gösterilen 6164,64 m2"lik alanının 1. derece, B harfi ile gösterilen 3717,79 m2"lik kısmının 2.derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı yazılıdır. Yerel mahkemenin reddine ilişkin ilk kararı davacı Hazine"nin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 30.05.2012 tarih ve 2012/2571-2012/6356 Esas ve Karar sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazlardan 145 ada 57 parsel hakkında gerekçe kurulmamış olmasının doğru olmadığı açıklanarak hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre öteki hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahalli mahkemece bozma kararına uyulmuş ve yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dosya arasında bulunan Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 11.04.2008 tarih 889 sayılı karar suretinin tetkikinde; E. İli, U. İlçesi sınırları dahilinde yer alan tescilli T. Ş.D. sit alanının haritada gösterildiği şekli ile şelalenin döküldüğü havzaya kadar olan kısmının 1.derece; şelalenin üst kısmının 2.derece; şelalenin üst kısmının ise 3. derece doğal sit alanında kaldığının tespit edildiği bildirilmiştir. 2863 sayılı Yasa"nın 11. maddesine göre; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemezler. 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu"nun 15. maddesine göre ise; Milli Park kapsamında kalan yerlerin tapuya tescili mümkün değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu"nun 3. maddesi hükmü gereği Milli Park olarak belirlenip ilan edilip edilmediğinin Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğü"nden sorulması, 2873 sayılı Yasa"nın 5. maddesi hükmüne göre kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının araştırılması ,yeniden yapılacak keşif sırasında arkeolojik sit haritalarının arkeolog, jeolog ve teknik bilirkişi aracılığıyla mahalline uygulanması, taşınmazların birinci ve ikinci derece sit alanında kalıp kalmadığı, Milli Park sahasında olup olmadığı, zilyetlikle kazanılmaya elverişli yerlerden bulunup bulunmadığı konularında tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık, karşılaştırmalı ve gerekçeli bilirkişi raporu ve kroki alınmasının sağlaması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.