4. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/12634 Karar No: 2013/1847 Karar Tarihi: 07.02.2013
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/12634 Esas 2013/1847 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2012/12634 E. , 2013/1847 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı.... AŞ. ve diğeri aleyhine 05/03/2009 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (M)
KARŞI OY
Basın Hukukunun en temel ilkesine göre "Basın özgürdür." Modern ve demokratik dünyada basın özgürlüğü devletlerin ve toplumların en benimsenmiş ve en vazgeçilmez kurallarından biridir. Bunun böyle olmasının asıl nedeni basının kamusal hizmet görmesidir. Basının kamusal hizmeti özellikle kamusal tasarruflar, devlet yönetimi ve her türlü güncel olayların toplum yararına takip edilmesi, diğer ifadeyle toplumsal denetimin (sivil denetimin) basın vasıtasıyla gerçekleştiriliyor olmasıdır. Bu anlamda basının işlevi haber verme hak ve görevi, eleştiri ve değerlendirme hakkından ibarettir. Basın fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri, özel hayatın gizlilik bölümüne saldırı olmaması kaydıyla, güncel olayları toplumun genel menfaatine ve saydığımız kişilik değerlerine hukuk sınırları içinde kalan ifadelerle eleştirel olarak yaklaşmalıdır. Basının sınır ihlali ise kişilik hakkının ağır veya hafif zedelenmesi şeklinde gerçekleşebilir. Bazen ihlaller olmasına rağmen toplumun menfaati açısından hukuka uygunluk da söz konusu olabilir. Böyle hallerde de saldırı gerçekleşmez. Davalı, davacının halen iktidar olduğu dönemde basına konu olan ve olmakta olan gerçek olaylara eleştiri yöneltmiştir. Bu eleştiri sert eleştiri bile değildir. Bu itibarla çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 07/02/2013