14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1745 Karar No: 2015/2837 Karar Tarihi: 16.03.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1745 Esas 2015/2837 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/1745 E. , 2015/2837 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.11.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 18.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece taraf ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Buna göre murisin alacaklıları tarafından Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanılarak mirasın reddinin iptali davası açılamaz Ayrıca Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Davacı, davalı mirasçıların değil murisin alacaklısıdır. Bu nedenle mahkemece davacı vekilinin talebi açıklattırılmalı, talebin TMK"nın 617. maddesine dayandığını beyan etmesi halinde bu maddeye dayalı olarak murisin alacaklısı tarafından dava açılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmelidir. Davacı vekilinin talebini TMK"nın 610. maddesine dayandırması halinde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.