Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/9018 Esas 2016/10395 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9018
Karar No: 2016/10395

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/9018 Esas 2016/10395 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/9018 E.  ,  2016/10395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 26.05.2016 (Per.)

    (Muhalif)

    .
    KARŞI OY YAZISI

    Davacı erkek dava dilekçesinde evleneceği eşte aradığı katı ve taviz vermeyeceği özelliğin kendinden önce başka bir erkekle ilişkinin bulunmaması olarak belirtmiştir. Vekili aracılığıyla verdiği dilekçede bu hususu "sıkı sıkıya bağlı prensiplerinden en önemliside evleneceği eşinin kendisinden önce bir erkekle hiçbir ilişkisinin bulunmamasıydı" şeklinde ifade etmiştir.
    Davacı eş, davalı eşine bu prensibini söylediğini, onunda başka bir erkekle ciddi bir ilişkisi ve flörtü olmadığını, sadece bir kez nişanlandığını söylediğini beyan etmiştir.
    Davacı eş, 3.2.2014 günü evlendiklerini, ilk gece eşinin bakire olmadığını anladığını, derin bir hayal kırıklığı yaşadığını, bunu farkeden eşinin kendisine kesinlikle başka bir erkekle ilişkisi olmadığını, kendi kendini tatmin ederken kızlığının bozulduğunu, anasının babasının üzerine tekrar tekrar yemin ederek anlattığını, kendisinin tam olarak inanmasa da evliliği sürdürdüğünü 2014 yılı Ağustos ayı başında bu olayı eşine tekrar sorduğunu ve Kurana el basarak kendisine doğruyu söylemesini, aksi halde hakkını helal etmeyeceğini söylediğini, bunun üzerine davalı eşinin ağlayarak üniversite hazırlık döneminde bir erkekle ilişkiye girdiğini, kızlığının bu ilişki neticesi bozulduğunu itiraf ettiğini, bunun üzerine evliliğin iptali davası açmaya karar verdiğini beyan etmiştir.

    Davalı kadın kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı kocasının kendisinin bakire olmadığını ilk gece öğrendiğini, o tarihten dava tarihine kadar 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunmuştur.
    Davacı ... davasını, davalı eşinin evlenmeden önce başka bir erkekle ilişki yaşaması vakıasına dayandırmıştır. Davacı ... davalı eşinin kendini tatmin ederken kızlığını bozması, bakire olmaması vakıasını, kendisi için çekilmez bulmamış, evliliği sürdürmüştür.
    Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre; davacı için evliliği çekilmez kılan vakıa; davalı eşin evlenmeden önce başka bir erkekle ilişki yaşaması, bakireliğinin başka bir erkek tarafından bozulmuş olması vakıasıdır.
    Davalı kadının, davacı kocanın kendisinin başka bir erkekle ilişkisini ilk gece öğrendiği yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Davacı eşin davalı eşinin başka bir erkekle ilişkisini 7 Ağustos 2014 tarihinden önce öğrendiğine ilişkin bir kanıtta mevcut değildir.
    O halde; hak düşürücü sürenin davacının davasını dayandırdığı vakıayı öğrendiğini beyan ettiği, Ağustos 2014 tarihinden hesaplamak gerekir. 7 Ağustos 2014 tarihine göre hak düşürücü süre geçmemiştir. Mahkemece dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip dosyanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı görüşündeyim. Bu nedenlerle değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.



    .








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.