15. Ceza Dairesi 2020/9499 E. , 2021/975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK 207/1, 43/1, 62, 52, 52/4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın katılan Cemdağ Aydınlatma isimli firmada muhasebe personeli ve kasa sorumlusu olarak çalıştığı, katılan firma personelinin ya da üçüncü kişilerin şirket işleri ile ilgili getirdikleri fatura, harcama fişi ve makbuzlar karşılığında, bu harcamaları yapan kişi yada personele şirket kasasından gerekli ödemeleri de yaptığı, katılan firma yetkilileri tarafından, şirkete ait 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin kasa çıkışlarına ait fatura, fiş, makbuzların ve muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonucunda, sanığın şirket harcamalarına ilişkin taksi ücreti faturalarının üzerindeki yazı ve rakamlar üzerinde oynama ve ilaveler yapılarak, fatura miktarlarını yükselttiği ve fazla miktarların da sanığın kasadan nakit olarak uhdesine geçirdiği, yine günlük kasa harcamalarına, gerçekte yapılmayan gıda ve mal fişleri gibi bazı fişlerin de ekleyerek, bedellerinin kasadan nakit olarak alınıp, kendi uhdesine geçirildiğinin tespit edildiği, bu suretle sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece sonuç olarak 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verilerek cezası ertelenen sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
2-5237 Sayılı TCK"nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında l. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmamasına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükmün erteleme hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “TCK. 51/3 maddesi gereğince takdiren 1 yıl süre ile denetim altında bulundurulmasına” cümlesinin çıkarılarak yerine “ sanığın TCK"nın 51/3. maddesi uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün süre ile denetim süresine tabi tutulmasına” cümlesinin eklenmesi ve “TCK.53/4 maddesi uyarınca sanığın cezası ertelenmiş olduğundan hakkında TCK.53/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” cümlesinin çıkarılarak yerine "Sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 53/1 maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, aynı Kanun’un 53/1-c maddesinde yazılı kişisel hak yoksunluğunun, TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.