Esas No: 2014/25380
Karar No: 2015/12779
Zimmet - Evrakta Sahtecilik - Görevi Kötüye Kullanma - Kamu Bankasını Aracı Kılarak Dolandırıcılık - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/25380 Esas 2015/12779 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, Evrakta Sahtecilik, Görevi Kötüye Kullanma, Kamu Bankasını Aracı Kılarak Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... . hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasının ve sanıklar ... ile ... hakkında Resmi Belgede Sahtecilik suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına; Sanık ... hakkında iki nitelikli dolandırıcılığa iştirak suçları bakımından açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve Resmi Belgede Sahtecilik suçundan beraatine; sanıklar ... hakkında kamu bankasını aracı kılarak dolandırıcılığa iştirak suçlarından beraatlerine; Sanık ... "na yüklenen zimmet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar ... ve ... müdafii Av. ... 01/07/2010 Tarihli süre tutum dilekçesiyle temyiz talebinde bulunduğu halde duruşma talep etmemiş olup sanık müdafiinin 06/09/2010 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde duruşma talep etmiş ise de, süresi içerisinde duruşma talebinde bulunulmadığı gibi sanık ... yönünden hükmolunan cezanın miktarına göre sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK.nun 318.maddesi uyarınca REDDİ ile sanık ... yönünden duruşmalı olarak diğer sanıklar yönünden ise dosya üzerinde yapılan incelemede;
I-Müşteki ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suçun niteliğine göre, müştekiler ... "ın suçtan doğrudan zarar gören durumunda bulunmaması nedeniyle davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından müşteki vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Katılan vekilinin sanıklar ... hakkındaki beraat hükümlerine yönelik temyizinin incelenmesinde;
Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı iddianamesi ile; sanıklar ... VE ... ’ın kendi adlarının yazılı olduğu, sözleşmelerdeki meblağı, bilerek ... ’e kullandırmak suretiyle,
Sanıklar ... VE ... ’ın kendi adlarının yazılı olduğu sözleşmelerdeki meblağı bilerek ... ’ya kullandırmak suretiyle,
Sanıklar ... ’nin kendi adlarının yazılı olduğu sözleşmelerdeki meblağı bilerek ... ’ye kullandırmak suretiyle,
Sanıklar ... ve ... ’ün kendi adlarının yazılı olduğu, sözleşmelerdeki meblağı, bilerek ... ’e kullandırmak suretiyle
Sanıklar ... ve ... ’ın kendi adlarının yazılı olduğu sözleşmelerdeki meblağı bilerek ... ’ye kullandırmak suretiyle, üzerlerine atılı kamu bankasını vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılığa iştirak suçunu işlediği gerekçesi ile 765 sayılı yasanın 65/2 maddesi delaleti ile aynı yasanın 504/1-7-son, 522, 31, 39 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden 5271 Sayılı CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATLERİNE karar verilmiş ise de;
Sanıklar hakkında iddianamede anlatılan eylemlerin bu vasfa göre zimmet suçu kapsamında kaldığı anlaşılmakla; dosya kapsamına göre sanıkların adlarına kredi kullandırmaları eylemleri ile diğer sanıkların zimmet suçuna iştirak kastıyla hareket ettiklerine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından sanıklar hakkındaki beraat hükümleri bu nedenle sonucu itibariyle yerinde görüldüğünden katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin ayrı ayrı ONANMASINA;
III-Sanıklar ... ve ... müdafiinin ve katılan vekilinin bu sanıklara ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı iddianamesi ile; sanık MUHSIN AKBAŞ’ın kendi adının yazılı olduğu, sözleşmedeki meblağı, bilerek ... .’e,
Sanık ... ’nın kendi adının yazılı olduğu sözleşmedeki meblağı bilerek ... ’ya kullandırmak suretiyle, üzerlerine atılı kamu bankasını vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılığa iştirak suçunu işlediği gerekçesi ile 765 sayılı yasanın 65/2 maddesi delaleti ile aynı yasanın 504/1-7-son, 522, 31, 39 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sonucunda sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden 5271 Sayılı CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATLERİNE karar verilmiş ise de;
Sanıklar hakkında iddianamede anlatılan eylemlerin bu vasfa göre zimmet suçu kapsamında kaldığı anlaşılmakla, dosya kapsamına göre sanıkların eylemleri ile diğer sanıkların zimmet suçuna iştirak kastıyla hareket ettiklerine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından, sanıklar hakkındaki beraat kararı sonuç itibariyle doğru ise de;
Sanıklar müdafiinin vekalet ücretine ilişkin temyizine yönelik yapılan incelemede;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin II. Kısım II. Bölümünde öngörülen maktu vekalet ücretinin beraat eden ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına hazine aleyhine hükmedilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322.maddesi uyarınca, sanıklar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin II. Kısım II. Bölümünde öngörülen 2.000’er TL. avukatlık ücretinin hazineden alınıp sanıklara verilmesine karar verilmesi ve diğer yönlerinin aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Katılan vekilinin sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı iddianamesi ile kamu bankasını vasıta kılarak dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesi ile 765 sayılı yasanın 504/1-7-son, 522, 31, 33, 39 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davası sonucunda mahkemece sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırmaya yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden delil yokluğu nedeniyle 5271 Sayılı CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE karar verilmiş ise de;
Sanığın iddianamede anlatılan eyleminin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 504/1-7-son, 522. maddelerinde düzenlenen kamu bankasını dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve suç tarihi itibariyle 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7,5 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA,
V-Sanık .... müdafiinin bu sanık hakkındaki ve katılan vekilinin sanıklar ... ve ... hakkındaki temyiz istemlerine yönelik incelemede;
UYAP"tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğine göre hükümden sonra, sanık ... ’nun 28/04/2012 tarihinde, sanık ... ’nın 10/04/2014 tarihinde, sanık ... ’ın 06/11/2012 tarihinde ve sanık ... ’in ise 25/04/2014 tarihinde öldükleri anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 64.maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekili ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
VI-Katılan vekili ile sanıklar ... ve .... ile sanıklar ... müdafilerinin sanıklar ... hakkındaki tüm mahkumiyet, beraat ve düşme hükümleri ve sanıklar ... hakkındaki beraat kararı ile sanık ... hakkındaki zamanaşımından düşme ve beraat kararlarına yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-Sanıklar ... ve ... .. hakkındaki mahkumiyet hükümleri yönünden; mahkemenin kabul ve uygulamasına göre 19.12.2006 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 150. maddesinde yer alan “(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” hükmü uyarınca sanıklara zorunlu müdafii atanmaksızın hüküm kurulmak suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
2-Mahkemenin sanıkların üzerlerine atılı suçu kabul ve uygulamasına göre, sanıklar ... ve ... müdafilerinin mazeret dilekçesi vererek son celseye katılmamalarına rağmen CMK’nun 188/1. maddesinde yer alan “Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet Savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır.” şeklindeki hükme muhalefet edilerek mazeretleri reddedilerek yokluklarında hüküm kurulması,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri bakımından;
a-Suç tarihi itibariyle öldüğü için hakkındaki kamu davaları yönünden bozma kararı verilen sanık ... "nun ... Bankası Bayburt Şubesinin müdürü olarak, sanık ... "ın şube kredilerinden sorumlu şef yardımcısı olarak, Sanık ... "ün şube gişe memuru olarak görevli olup aynı zamanda kredi komitesinde bulundukları, sanıklar ... ve ... "nın bankanın müşterileri olduğu, sanıklar ... ve ... "nın aynı zamanda ... ."nun kayınbiraderleri olduğu, banka görevlisi sanıklar ... ve ... "ün anılan sanıklarla birlikte hareket ederek bu sanıkların önceden aldıkları kredileri ödeme güçleri olmadığı halde müşteri olarak gözüken müşteki ve mağdurların bir kısmı yerine genel kredi sözleşmelerinin yapıldığı, bu sözleşmelerde müşteri imzalarının bir kısım sanıklar tarafından atıldığı, bu sözleşmelerin büyük bir bölümünde kefil olarak sanıkların gösterildiği, bir kısım sözleşmelerde ise mudi imzasının bulunmadığı, adlarına sözleşme düzenlenen mudilerin bir çoğunun bu kredilerden haberinin olmadığı, yine hayali isimlerin mudi olarak gösterilip adlarına sahte olarak genel kredi sözleşmelerinin düzenlendiği, düzenlenen tüm bu sözleşmeler ile çıkışı yapılan paraların, tediye fişlerine, bu sözleşmelere teminat gösterilen bonolara ve bu kredi sözleşmelerine sanıkların imzalarının alındığı, yine bir kısım kredi sözleşmelerinin sahte evraklarla müşterilerin gıyabında usulsüz olarak ve yasal takibe konulamayacak şekilde hazırlandığı, ilgisiz müşteri hesaplarından çekilen paraların sanıklara gönderildiği, banka mudisi ... "nın kredi hesabından düzenlenen tediye fişleriyle 15 kişiye para çıkışının banka çalışanı sanıklarca yapıldığının iddia edildiği olayda mahkemece sanıklar hakkında nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de;
Dosya kapsamına göre; grup liderlerine açılan kredilerin ödenmemesinden sonra bu kez bu kredi ve faizlerinin kapatılması için değişik kişiler adına açılan kredilerin ilk krediyi kullanan grup liderlerine verildiği, bir kısım kredi sözleşmelerinde kredi almış gösterilen kişilerin borçlu imzalarının bulunmadığı, bir kısım kredi sözleşmelerinde ise müteselsil kefil olan kişinin hem kendi adına hem de borçlu adına kredi sözleşmesini imzaladığı, yine bir kısım kredi sözleşmelerinde de kredi alan kişinin borçlu adı altındaki imzalarının kandırılarak alındığının ve banka mudisi ... ’nın kredili hesabından tediye fişleri ile kredi kullandırıldığının iddia edildiği cihetle;
Ayrıntıları, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2011/7-210 E. - 2011/218 K. sayılı kararında belirtildiği gibi, bankacılık zimmeti suçu açısından; gerekli evraklar düzenlenmeden, yeterli teminat alınmadan kredi fizibilite çalışması yapılmadan verilen krediler hakkında zimmet veya miktarının, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma veya karşılaştırılması suretiyle, ilk bakışta kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde, eylemin basit zimmet suçunu oluşturacağı, ayrıca;
Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;
Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet;
Mudinin yanıltılarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet;
Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır.
Yukarıda anılan hususlar nazara alınarak Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı ve 05/10/2001 gün ve 2001/16 sayılı iddianamelerine konu edilen eylemler yönünden, Tasfiye Halindeki ... Bankasının suç tarihlerindeki kredi mevzuatı dosyaya celp Edilip suç tarihindeki kredi uygulamalarının kredi miktarına göre ne olduğu anılan bankadan sorulmak suretiyle, bireysel ve ticari kredi kullanımı ile taşıt kredisi kullanılması sırasında alınması gerekli ve zorunlu evrakların nelerden ibaret olduğunun tespit edilip, iddianamelerde yer alan her bir işlem yönünden ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapılarak, kredi işlemlerinde mevzuat ve uygulamaya göre eksik evrak bulunup bulunmadığı ve varsa bu eksikliklerin kredi verilmesine engel teşkil edip etmediği belirlendikten sonra, her bir kredi sözleşmesinde borçlu, kefil ve banka çalışanı imzalarının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise imzaların kimlere ait olduğu ve başkasının yerine imza atıldığının tespiti halinde evrak üzerinden bu hususun anlaşılıp anlaşılamayacağının belirlenmesi hususlarında dosyanın üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek, yukarıda belirtilen kriterlere göre, nitelikli zimmet ve basit zimmet miktarlarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde her bir işlem bakımından ayrı ayrı, nitelikli ve basit zimmet olup olmadığının belirlenmesiyle hapis ve adli para cezasının tayin edilmesi gerekirken ve sanıkların nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde ise, adli para cezasının tayini yönünden 4389 sayılı Yasa"nın 22/3. maddesinde yer alan "meydana gelen zararın üç katı kadar ağır para cezası verileceğine" ilişkin düzenleme uyarınca, üç katı uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı, zararın bulunmaması halinde ise sadece adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı hususları gözetilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK.nun 34, 230, 289/g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının davanın taraflarını ve herkesi inandıracak, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapabilmesi için eylemin somutlaştırılarak kararın dayandığı tüm veriler ile elde edilen delillerden hareketle mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmaya ilişkin tüm değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden ve bu ilkelere de uyulmadan her bir eylemin ayrı ayrı değerlendirilmesi yerine genel bir değerlendirme yapılarak suçun ne suretle sübut bulduğu hususunda ayrıntılı ve yeterli gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı ve 05/10/2001 gün ve 2001/16 sayılı iddianameleri ile banka görevlisi ... ’un üzerine atılı kamu bankasını vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan 765 sayılı yasanın 504/1-7-son, 522, 80, 31, 33, 39 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, eylemlerinin 765 Sayılı Yasanın 240. maddesi kapsamında kaldığı ve atılı suçun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle 5271 Sayılı CMK"nun 223/8 maddesi uyarınca kamu davalarının ayrı ayrı düşürülmesine karar verilmiş ise de;
Sanığın üzerine atılı eylemlerin sübutu halinde 765 sayılı TCK’nun 240. maddesinde yazılı görevi kötüye kullanma suçunu değil zimmet suçunu oluşturacağı gözetilerek;
IV- Yukarıda 3-a sayılı bentte açıklanan bozma gerekçeleri doğrultusunda sanık ....’un sorumlu bulunduğu eylemler yönünden de gerekli araştırmanın yapılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı iddianamesi ile sanık ... "nin, borçlusu ... , kefilleri ... ve ... olan 08/04/1996 tarih ve 500.000.000 TL meblağlı genel kredi sözleşmesine ek olarak düzenlenen 30/04/1997 tarihli genel kredi sözleşmesine ... adını yazıp imza atarak bu ek sözleşmedeki meblağı kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucundan sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırmaya yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden 5271 Sayılı CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş ise de;
Sanığın, 30/04/1997 tarihli 800.000.000 TL meblağlı genel kredi sözleşmesine ... adını yazıp yerine imza attığı cihetle, sanığın 30/04/2007 tarihli kredi sözleşmesine attığı imzanın ... ’un bankada bulunan varsa hesap kartonu, kredi sözleşmeleri ve diğer evraktaki imzaları ile karşılaştırılarak iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı ve iğfal kabiliyetinin bulunması halinde eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı da gözetilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
6- Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 06/10/1999 gün ve 1999/16 sayılı iddianamesi ile resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda; sanık .... hakkında verilen beraat ve diğer sanıklar ... hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararları ile,
Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2001 gün ve 2001/17 sayılı iddianamesi ile resmi evrakta sahtekarlık suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda; sanık ... hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararı yönünden yapılan incelemede;
4389 sayılı Bankacılık yasasında zimmet suçu yanında sahtecilik suçundan ayrıca cezaya hükmolunacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması karşısında, sanıkların zimmet eylemlerini gerçekleştirirken sahte belgeler düzenlemesi fiillerinin zimmet suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ayrıca evrakta sahtecilik suçundan beraat ve zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
7- Sanık ... ’nın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verilirken, adli para cezasının tayini yönünden 4389 sayılı Yasa"nın 22/3. maddesinde yer alan " meydana gelen zararın üç katı kadar ağır para cezası verileceğine " ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde ise sadece 765 sayılı TCK hükümlerine göre adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı, banka zararının tamamının hükümden önce ödendiği hususları gözetilerek, adli para cezası verilmesi ile yetinilmesi gerekirken adli para cezası banka zararının üç katı üzerinden belirlenerek, sanık hakkında fazla miktarda adli para cezasına hükmedilmesi,
8- Sanıklar ... hakkında nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulurken 765 sayılı TCK"nın 59. maddesi uygulaması sırasında 1/6 oranında indirim yapılırken 10 yıl 12 ay hapis cezası yerine 10 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasına hükmolunmak suretiyle eksik ceza tayini,
9- Mahkumiyet hükmü verilen sanıklar ... hakkında 4389 sayılı Yasa ile birlikte 765 sayılı TCK’nun lehe olduğu kabul edilerek uygulama yapıldığına göre, 765 sayılı TCK’na göre takdir edilecek adli para cezasının, artırım ve indirime tabi tutulduktan sonra tayin edilecek sonuç adli para cezasının nitelikli zimmet suçu nedeni ile oluşan ve karar tarihi itibariyle geri ödenmeyen banka zararının 3 katına çıkartılması gerekirken doğrudan banka zararının 3 katı tutarında adli para cezası tayini ile tayin edilen adli para cezası yönünden 765 sayılı TCK’nun 80. maddesi uyarınca teselsül arttırımı uygulanmak suretiyle sanıklara fazla adli para cezası tayini,
10- Sanıklar hakkında dosya kapsamında bulunan katılan bankanın yazılarına göre yapılan tahsilatların bulunduğu ve yine krediler yönünden icra takiplerinin bulunduğu gözetilerek sanıkların zimmete konu miktarları katılan bankaya ödeyip ödemedikleri katılan bankadan sorulup, sanıklar yönünden ödenmeyen zimmet miktarının tayin edilmesi ve nitelikli zimmet uygulamasında adli para cezasının belirlenmesinde ve banka zararını ödettirilmesi hususunda belirlenen bu miktarların esas alınmasının gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
11-Sanık ... hakkında Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığının 05/10/2001 gün ve 2001/16 sayılı iddianamesi ile açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden, bu eylemlerinin 12/12/2000 gün ve 2000/21 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasındaki eylemlerin teselsülü olarak değerlendirileceği kabul edilerek yazılı şekilde KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA hükmedilmesi,
12- Mahkumiyet hükmü verilen sanıklar yönünden zimmet nedeniyle meydana gelen banka zararının ödettirilmesine karar verilmiş olmakla, bu miktarlar esas alınmak suretiyle nispi harca hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
13-Hükümden önce, 27.04.2005 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Yasa"nın 22. maddesi ile 5083 sayılı Yasa"nın 2. maddesine eklenen fıkrada yer alan "İlgili kanunları gereğince uygulanacak adlî ve idarî para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde, bir Yeni Türk Lirası"nın (1 YTL) altında kalan tutarlar dikkate alınmaz." şeklindeki hükmünün gözetilmemesi suretiyle sanıklara fazla adli para cezası tayini,
Yasaya aykırı olup, sanık ... müdafiilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında öne sürdükleri temyiz itirazları ve katılan Tasfiye Halindeki ... Bankası vekili, sanıklar ... ve ... ile sanıklar ... müdafilerinin temyiz dilekçelerinde öne sürdükleri temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün belirtilen sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.