8. Hukuk Dairesi 2017/503 E. , 2019/1059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı vekilinin temyiz talebinin reddine dair ek karar verilmiş olup ek kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen aracın evlilik birliği içerisinde edinildiğini açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile 15.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafça açılan davanın kabulüne, 13.500 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmişse de, temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle 27.09.2016 tarihli ek karar ile temyiz talebi reddedilmiş, ek karar da davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; "tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" kenar başlıklı 21. maddesinde ise , kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği; maddenin ikinci fıkrasında, gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı hükme bağlanmıştır.
Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"la değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanun"un 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Somut olayda; Davalı ..."a mernis adresi olduğu tebliğ zarfı üzerinde belirtilmek suretiyle, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre mahalle muhtarına yapılan gerekçeli karar tebligatı usulsüzdür. Usulsüz tebligat dikkate alınarak davalı vekilinin temyiz talebi, mahkemece süre yönünden reddedilmiş ise de, hükmün davalıya 04.08.2016 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin 09.09.2016 tarihli temyiz talebinin süresinde yapıldığının kabulü gerektiğinden, mahkemenin temyiz talebinin reddine dair 27.09.2016 tarihli ve 2012/636 Esas, 2016/355 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine,
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.1019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.