Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2636
Karar No: 2021/6797
Karar Tarihi: 24.03.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/2636 Esas 2021/6797 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/2636 E.  ,  2021/6797 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 24. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.03.2004-26.08.2004 tarihleri arasında stajyer avukat olarak 26.08.2004 tarihinden sözleşmeyi haklı olarak feshettiği 18.03.2016 tarihine kadar avukat olarak aralıksız çalıştığını, müvekkilinin 01.03.2004 tarihinde fiilen çalışmaya başladığı halde 01.02.2008 tarihine kadar sigortasının yapılmadığını, bu süreçte sadece 2006 yılı Ocak-Haziran dönemine ilişkin sigortasının yapıldığını, davacının ücretinin ayrıldığı tarihte aylık net 5.000,00 TL olduğunu, bu miktarın asgari ücrete denk gelen kısmının bankadan ödendiğini, davacının iş akdini ... 1. Noterliğinin 18.03.2016 tarih ve 05204 yevmiye nolu ihtarnamesi ile 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesine dayanarak 3600 gün prim ile 15 yıl hizmet süresi koşulunu sağlaması nedeniyle feshettiğini ancak kıdem tazminatının ödenmediğini, davacının davalıya ait işyerinde haftanın altı günü 09.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, müvekkilinin Adapazarı ve ... bölgesindeki icra dosyaları ve hacizlerden sorumlu olması sebebiyle bu çalışma saatlerinin çoğu kez akşam 20.00, 21.00 leri bulduğunu, bu güne kadar müvekkiline fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, işyerinde dini bayramlar hariç ulusal resmi bayramlarda ve yılbaşlarında çalışma yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin işe girdiği tarihten işten çıkarıldığı tarihe kadar biriken resmi ve genel tatil ücreti alacağının bulunduğunu, müvekkilinin yıllık izinleri hesaplanırken çalıştığı süre ve kıdeminin dikkate alınmadığını, müvekkiline 2013-2014 ve 2015 yıllarında hiç yıllık izin kullandırılmadığını, daha öncesinde sadece 5 ila 7 gün yıllık izin kullandırıldığını, dolayısıyla müvekkilinin işe girdiği tarihten işten çıktığı tarihe kadar biriken yıllık izin alacağının bulunduğunu, müvekkilinin işten çıktığı aya ilişkin son ücretinin sadece bankaya yatırılan asgari ücret kısmının ödendiğini, elden ödenmesi gereken kısmın ödenmediğini, ayrıca asgari geçim indirimlerinin de ödenmediğini, bir avukat yanında çalışan avukatların baro aidatlarının işveren avukat tarafından ilgili yerlere ödenmesi gerektiği halde davacının baro aidatlarının davacının kendisi tarafından ödendiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil alacakları ile baro aidat ile bir kısım aylık ücretlerinin ve asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili yanında çalıştığını iddia ettiği sürelerin doğru olmadığını, davacının müvekkilinin yanında 2007 yılı içerisinde çalışmaya başladığını, bu nedenle 2004 yılından itibaren müvekkilinin yanında çalıştığı iddiasını kabul etmediklerini, davacının haftanın beş günü 09.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, öğlen 1 saat yemek molası kullandığını, yıl içinde çok nadir olmak üzere bazı cumartesi günleri öğlene kadar haciz yapıldığını ancak son yıllarda davacının cumartesi günü haciz işlemleri olmadığından işyerinde çalışmasının da olmadığını, yasa gereği 20.00-21.00’ lere varan hacizlerin olmasının zaten mümkün olmadığını, davacının ücrete ilişkin beyanını kabul etmediklerini, maaşın banka kanalıyla ödendiğini bu ödemelere davacının herhangi bir itirazının olmadığını, almış olduğu ücrete asgari geçim indiriminin de dahil olduğunu, müvekkili işyerinde resmi tatil ve yılbaşında çalışma olmadığını yine davacının avukat olması sebebiyle yıl içinde izinlerini kendisinin ayarladığını ve bu izinlerini eksiksiz kullandığını, davacının son aya ilişkin ücretinin banka hesabına ödendiğini, davacının keşide etmiş olduğu ihtarname sonrasında müvekkili işverenin davacının kıdem tazminatını ödemek istediğini, ancak davacının haksız talepleri nedeniyle kendisine ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusu yerinde olmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Davacının hizmet süresi bakımından taraflar arasında uyuşmazlık vardır. Davacı avukatlık stajının bitiminin ardından 26.08.2004 yılı ile iş akdini feshettiği 18.03.2016 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı yanında çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının çalışmasının sigorta kayıtlarında görüldüğü gibi 2007 yılı içerisinde başladığını savunmuştur. Hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde davacının 15.12.2005-30.06.2006 tarihleri arasında ... isimli işyerinde çalıştığı, yine 26.08.2004-14.12.2005 ve 01.07.2006-01.02.2008 tarihleri arasında ise topluluk sigortası ödemek suretiyle çalıştığı anlaşılmıştır. Davalı ... G.T." nin ise hizmet süresine ilişkin "...ben davalı nezdinde 2004 yılından bu yana halen vakuta olarak çalışmaktayım, davacıda benimle aynı işe başladı..." şeklinde ifadesi dosya içinde bulunmaktadır.
    Açıklanan bu durum karşısında davacının, ... isimli işyerinde yaptığı çalışmanın hizmet süresi hesabından dışlanması gereklidir. Topluluk sigortası ödemesi görülen dönemler için ise davacıya ait tüm Sosyal Güvenlik Kurumu ve Vergi Dairesi kayıtları getirtilmeli, bu kurumlara bildirdiği adres ile davalının adresinin aynı olup olmadığı belirlenmeli, gerekirse tanıklar tekrar dinlenerek davacının çalışma şeklinin, işin işverene ait işyerinde görülüp görülmediği, malzemenin işveren tarafından sağlanıp sağlanmadığı, işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alıp almadığı, kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet gösterip göstermediği, ücretin ödenme şekli gibi hususlar açıklattırılarak belirlenmesi gereklidir. Bu şekilde belirlenen hizmet süresine göre davacının talep ettiği alacakların yeniden değerlendirilmesi gereklidir.
    3- Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı hususunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının fazla mesaisinin bulunup bulunmadığı belirlenirken davalı ...." nin beyanlarının davacı tanıklarının beyanlarını kısmen doğruladığı kabul edilerek bu davalı tanığının beyanları esas alınmak suretiyle fazla mesai hesabı yapılmıştır. Ancak beyanı fazla mesai çalışması belirlenirken esas alınan davalı tanığının çalışma dönemi 2009 yılından başlamaktadır. Bu durumda davacının fazla mesai alacağı tanığın çalıştığı dönem ile sınırlı hesaplanması gerekirken 2004 yılından itibaren fazla mesai alacağı hesabı da hatalıdır.
    Sonuç: Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 373/1 hükmü uyarınca dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi