Ceza Genel Kurulu 2015/639 E. , 2017/326 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 28.02.2013
Sayısı : 443-48
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2012 gün, 34869-13743 sayılı ve 10.12.2012 gün, 41152-16214 sayılı iddianameleri ile sanık ... hakkında katılan ..."ı, sanık ... hakkında katılan ..."ı kasten yaralama suçundan ayrı ayrı kamu davaları açılmış, 01.11.2012 tarihli iddianame ile açılan kamu davalarında yapılan yargılama sırasında Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesince 07.12.2012 gün ve 1784-1864 sayı ile, sanık ..."ın katılan ..."e yönelik eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüs kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/443 esas sayılı dosyasında yargılamaya devam edilmiş, 10.12.2012 tarihli iddianame ile açılan kamu davalarında ise, Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesince 07.01.2013 gün ve 17-2 sayı ile, açılan kamu davalarının Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/433 esas sayılı dosyasındaki davalarla birleştirilmesine karar verilmiş, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince ise, 28.02.2013 gün ve 443-48 sayı ile, 01.11.2012 tarihli iddianame ile açılan kamu davaları ile ilgili olarak sanık ..."ın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son, 29, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba, sanık ...’ın TCK’nun 86/2, 86/3-e, 29, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 2.700 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanıklar hakkında 10.12.2012 tarihli iddianame ile açılan ve birleştirilerek görülen kamu davaları ile ilgili olarak ise hüküm kurulmamıştır.
Sanık ... hakkındaki hükmün müdafii ve katılan ... vekili, sanık ... hakkındaki hükmün ise katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.04.2015 gün ve 1714-2294 sayı ile; katılan ... vekilinin sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin reddine, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün onanmasına oybirliğiyle,
"...10.12.2012 tarihli iddianame ile sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ..."ı bıçakla kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarına ilişkin olarak;
Usulüne uygun olarak açılan bu kamu davalarıyla ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 225. maddesine aykırı davranılması" isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyesi Cengiz Topaktaş; "Sanıklar Bahtiyar ve Haydar hakkında yaralama suçlarından verilmiş ve temyiz incelemesine konu olabilecek nitelikte hükümler bulunmadığından, "zamanaşımı süresi içinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür" şeklinde bir eleştiri yapılarak temyiz isteğinin reddi yerine, karar verilmeyen bu davalar nedeniyle hükümlerin bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum” görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.05.2015 gün ve 140639 sayı ile;
“Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine 10.12.2012 tarihli iddianame ile sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ..."ı bıçakla kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarına ilişkin olarak yerel mahkemece herhangi bir karar verilmediği görülmüştür. Bu durumda temyiz incelemesine konu olabilecek nitelikte bir hüküm bulunmamaktadır. Zira CMK’nun 286 ve devamı maddelerinde mahkemelerce verilen "hükümlerin" temyize tabi olduğu açık bir şekilde düzenlenmiştir. Açılan bir dava hakkında mahkemece herhangi bir karar verilmemesi durumunda bir "hüküm" den bahsedilemez. Bu gibi durumlarda Yüksek Yargıtayca "sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ..."ı bıçakla kasten yaralama suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür" şeklinde bir eleştiri yapılarak temyiz isteminin reddi gerekir. Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bir çok kararında da (Ör. 20.01.2015 tarih 3800-87 sayılı ilamı) bu şekilde eleştiri yapılarak zamanaşımı süresi içinde dosyanın ele alınıp hüküm verilebileceği belirtilmiştir. O halde Yüksek Dairenin verilmeyen hükümlere ilişkin bozma hükmü yasaya aykırı olup, bu sanıklar hakkındaki bozma hükmünün kaldırılarak, "açılan kamu davaları ile ilgili hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür" şeklinde bir eleştiri ile temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
...Yukarıda açıklanan nedenlerle Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14.04.2015 gün ve 1714-2294 sayılı ilamında, sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ..."ı bıçakla kasten yaralama suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili yerel mahkemece hüküm kurulmadığından bahisle verdiği bozma kararının kaldırılarak, "sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ..."ı bıçakla kasten yaralama suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür" şeklinde bir eleştiri yapılarak temyiz isteminin reddine karar verilmesi" gerektiği görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.06.2015 gün, 2828-3917 sayı ve oyçokluğuyla, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kasten yaralama ve hakaret, sanık ... hakkında hakaret, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kasten yaralama, sanık ... hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından kurulan kamu davasının düşmesine dair hükümler ile sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, sanık ... hakkında katılan ...’ı, sanık ... Beggi hakkında katılan ...’ı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemleri Özel Dairece reddedilmiş, sanık ... hakkında katılan ...’ı kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sanıklar ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ...’ı kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2012 gün ve 41152-16214 sayılı iddianamesiyle sanık ... hakkında katılan ...’ı, sanık ... hakkında katılan ...’ı kasten yaralama suçundan açılan ve hüküm kurulmayan kamu davaları ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; usulüne uygun olarak açılan kamu davası ile ilgili hüküm kurulmasının unutulduğu bir durumda, bu eksikliğe ilişkin bozma kararı mı verileceği yoksa her zaman hüküm kurulmasının mümkün olduğuna temas edilmesiyle mi yetinilmesi gerekeceği noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ..."nin katılan ..."ı, sanık ..."in ise katılan ..."ı kasten yaraladıkları iddiasıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2012 gün 34869-13743 sayılı ve 10.12.2012 gün, 41152-16214 sayılı iddianameleriyle ayrı ayrı kamu davaları açıldığı,
01.11.2012 tarihli iddianameyle açılan kamu davaları ile ilgili olarak yargılama yapan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesince, sanık ...’ın katılan ...’e yönelik eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüs kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
10.12.2012 tarihli iddianameyle açılan kamu davaları ile ilgili olarak yargılama yapan Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesince ise Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin de muvafakatı ile birleştirme kararı verildiği ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaların birlikte yapılmaya başlandığı,
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, sanıklar hakkında 01.11.2012 tarihli iddianameyle açılan kamu davaları ile ilgili olarak hüküm kurulduğu, 10.12.2012 tarihli iddianameyle açılan kamu davaları ile ilgili olarak ise hüküm kurulmasının unutulduğu,
Bir kısım hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, kurulan hükümler yönünden karar verildikten sonra, 10.12.2012 tarihli iddianameyle sanık ... hakkında katılan ...’i, sanık ... hakkında ise katılan ...’ı kasten yaralama suçundan açılan kamu davaları ile ilgili olarak, usulüne uygun kamu davası açılmasına rağmen hüküm kurulmaması isabetsizliğinden bozma kararı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 305. maddesi uyarınca, ceza mahkemelerince verilen hükümler temyiz kanun yoluna tâbidir. Hükümler 1412 sayılı CMUK’nun mülga 253/2. maddesinde “beraat, mahkûmiyet, davanın reddi, davanın düşmesi, muhakemenin durması kararı” olarak sayılmış iken, 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesinde “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi, davanın düşmesi kararı” olarak sayılmıştır.
Hüküm niteliğinde olmamakla birlikte bazı kararların da kanun yolu bakımından temyizi kabil olduğu kabul edilmiştir. Örneğin; adlî yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları (CMK"nun 223/10), geri verme talebi ile ilgili olarak verilen kararlar (TCK"nun 18/4) hüküm niteliğinde olmamakla birlikte temyizi mümkündür.
Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için öncelikle CMK’nun 223. maddesi uyarınca verilmiş bir hüküm veya temyize konu olabilecek bir karar bulunması gerekmektedir.
Sanık hakkında iddianameyle dava açıldıktan sonra hüküm verilmesinin unutulması durumunda, ortada temyize konu olabilecek bir hüküm bulunmadığından bu eksikliğin bozmaya konu edilmesi mümkün olmayıp, karara bağlanmayan iddiayla ilgili dava zamanaşımı dolmuş olsun veya olmasın mahallinde her zaman hüküm kurulabileceğine işaret edilmesi ile yetinilmesi gerekmektedir. Bu hususa ilişkin bir temyiz talebinin bulunması da varılan bu sonucu değiştirmeyecektir.
Nitekim Yargıtay Ceza Dairelerinin büyük çoğunluğunun uygulaması da bu şekilde olup, açılan bir kamu davası ile ilgili olarak mahkemesince hüküm kurulmasının unutulduğu durumda, mahallinde her zaman hüküm kurulabileceğine dair hatırlatma ile yetinilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece, sanıklar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2012 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davaları ile ilgili olarak hüküm kurulmasının unutulduğu anlaşılan olayda; CMK’nun 223. maddesi uyarınca verilmiş bir hüküm veya temyize konu olabilecek bir karar bulunmaması nedeniyle Özel Dairece bu eksikliğin temyiz incelemesine konu edilemeyeceği ve buna bağlı olarak da bozma kararı verilemeyeceği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin bozma kararının kaldırılmasına, karara "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2012 tarihli iddianamesi ile, sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik, sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan açılan kamu davaları ile ilgili olarak mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür." ibaresinin eklenmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABÜLÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14.04.2015 gün ve 1714-2294 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
Karara "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2012 tarihli iddianamesi ile, sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik, sanık ... hakkında katılan ...’a yönelik kasten yaralama suçundan açılan kamu davaları ile ilgili olarak mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür." ibaresinin EKLENMESİNE,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.