1. Hukuk Dairesi 2014/2490 E. , 2015/11446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2013
NUMARASI : 2012/543-2013/247
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.10.2015 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat O. Ö. ile temyiz edilen davalı S. A. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekil ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 3562 parsel sayılı taşınmazdaki evini davalının haksız kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı, çekişme konusu taşınmazda babası M. A. "un paydaş olduğunu, taşınmazı kullanımının haksız olmadığını, davacının satın aldığı yerin aynı binanın bodrum katı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında taşınmazda ../... pay satın almak suretiyle paydaş hale geldiğini bildirmiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ somut olayda, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki binanın çekişmeli 7 nolu bölümünün kime özgülendiğinin araştırılması ve oluşacak sonuca göre, taraflar arasındaki çekişmenin, Türk Medeni Kanunu"nun 688. ve takip eden maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması; tüm paydaşlar arasında çekişmeli taşınmazı kullanma biçimi bakımından harici bir taksimin bulunup bulunmadığı, ayrıca tüm paydaşları bağlayıcı nitelikte taşınmazın tasarrufu yönünden eylemli (fiili) durumun yaratılıp yaratılmadığının araştırılması, harici taksim veya fiili durum mevcut ise çekişmeli 7 nolu bölümün kime özgülendiğinin saptanması; aksi halde, taraflar arasındaki çekişmenin, davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesiyle giderilebileceği, onun içinde, davacının, taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir yer olup olmadığının belirlenmesi , hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetli değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bozma ilamına uyulmuş olmakla, bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve mahkemece bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorunlu hale gelir.
Somut olayda ise, yukarıda içeriği açıklanan dairenin bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında açıklandığı şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, tüm paydaşlar arasında çekişmeli taşınmazı kullanma biçimi bakımından harici bir taksimin bulunup bulunmadığı, ayrıca tüm paydaşları bağlayıcı nitelikte taşınmazın tasarrufu yönünden eylemli (fiili) durumun yaratılıp yaratılmadığının araştırılması, harici taksim veya fiili durum mevcut ise çekişmeli 7 nolu bölümün kime özgülendiğinin saptanması; aksi halde, taraflar arasındaki çekişmenin, davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve davacının, taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir yer olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, bilirkişiden denetime elverişli uygulamayı gösterir rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.