5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/3124 Karar No: 2014/7057 Karar Tarihi: 25.06.2014
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/3124 Esas 2014/7057 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2013/3124 E. , 2014/7057 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/53350 MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 16/03/2010 NUMARASI : 2009/974 Esas, 2010/392 Karar SUÇ : Görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: KİT rejimine tabi bulunan P.. M..nde 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında istihdam edilen personel, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/b maddesi uyarınca, “ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı” kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesi gereği anılan kanun hükümlerine göre tebligat işlemlerini yapmakla P.. M.. yetkili kılınmış ve Kanunun 52. maddesi uyarınca “bu kanunun tatbikinde görevli memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti meclisi azalarının” işledikleri suçlardan ötürü kamu görevlisi gibi ceza görecekleri kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca 7201 sayılı Kanun gereği tebligat işlemlerinde görevlendirilecek personelin P.. M.. personeli olması zorunlu olup, hizmet satın alınması suretiyle kurulan hukuki ilişkiye dayalı olarak yüklenici firma çalışanına tebligat görevi verilmesinin yasaya uygun olmadığı, nitekim 5584 sayılı Posta Kanununun “Ulaştırma Sözleşmeleri” başlıklı 10. maddesinin gerek önceki metnine ve gerekse 29/04/2009 tarihli ve 5893 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle eklenen “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” şeklindeki ikinci fıkrasına göre de tebligat işlemlerinin yüklenici firma çalışanına gördürülmesinin yasal düzenlemelere uygunluk taşımadığı, sadece ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla gördürülebilecek işlerden olduğu, tebligat işlemlerinin kapsam dışında tutulduğu, Ayrıca; kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK"nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı anlaşılmakla; Bahçelievler PTT Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğünün 18/09/2009 tarihli yazısına göre, adli tebligatla görevlendirilen sanığın PTT personeli olmayıp, yüklenici firma elemanı olarak istihdam edilmesi nedeniyle, kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçunun faili olamayacağının tespit edilmesi karşısında; Ş.. M..nin 2009/160 Esas sayılı dosyasında örnek form da eklenmek suretiyle Tebligat Kanununun 35. maddesindeki usule göre muhatabına tebliğ edilmek üzere tebliğ mazbatası gönderilmesine rağmen, istenilen usule göre tebliğ yapmayıp, muhatabın adresten ayrıldığından bahisle tebliğat evrakını iade etmesi şeklindeki eyleminin Kabahatler Kanunun 32. maddesinde düzenlenen "emre aykırı davranış" kabahatini oluşturacağı gözetilmeden yazılı gerekçelerle beraet kararı verilmiş ise de, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmış ve O yer C.Savcısı ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5236 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 25/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.