5. Hukuk Dairesi 2020/6350 E. , 2021/1541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 29/04/2019 gün ve 2018/1702 Esas - 2019/8050 Karar sayılı ilama karşı davalı ... vd. vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkin olarak mahkemece verilen karar, davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerinin temyizi üzerine bozulmuş, bu karara karşı bir kısım davalılar vekili Av. ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre bir kısım davalılar vekilinin sair karar düzeltme istekleri HUMK"nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
1-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiği gibi,
2-Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği yalnızca davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden,
Bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.04.2019 günlü 2018/1702 E.- 2019/8050 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan değerlendirmede;
Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar ve yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1-Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarından, dava konusu taşınmazın üzerinde değişik cins ve yaşta ağaç bulunduğu, bunlardan büyük çoğunluğunun da yaşı ve cinsi itibariyle verim çağına gelmiş çeşitli meyve ağaçları olduğu anlaşılmıştır. Taşınmazın yüzölçümü ile verim çağına gelmiş bulunan ağaçların sayısı dikkate alındığında taşınmazın bir kısmının kapama karışık meyve bahçesi olarak değerlendirilmesi gerekirken, tamamının sulu tarla niteliğinde kabul edilerek, üzerindeki meyve ağaçlarına ayrıca maktuen değer biçilmesi doğru olmadığı gibi,
2-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
3-Avrupa İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği yalnızca davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı ... vd.den peşin alınan karar düzeltme harcının ve davacı idare ile davalı ... vd.den peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.