8. Hukuk Dairesi 2019/482 E. , 2019/1058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı ... vekili, davacı ile müteveffa eşinin 26.07.1989 tarihinde evlendiklerini, eşi Hatiyce"nin 10.05.2013 tarihinde vefat ettiğini, vefatı ile mal rejiminin sona erdiğini, müteveffa eş adına kayıtlı olan Vakıfbank hesabında nakit para bulunduğunu, ayrıca adına kayıtlı araç olduğunu açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile hesapta bulunan para ve aracın değerinin 1/2"sinin davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne...7 plakalı araç yönünden 16.250 TL katılma alacağı ile banka hesabındaki nakit para yönünden 31.381,54 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Somut olaya gelince; eşler, 26.07.1989 tarihinde evlenmiş, 10.05.2013 tarihinde eş ..."un ölümü ile mal rejimi eş ..."un ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu..... plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 17.09.2009 tarihinde satın alınarak müteveffa eş adına tescil edilmiştir. Eksikten getirtilen banka kayıtlarına göre tasfiyeye konu banka mevduat hesabının eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.11.2011 tarihinde müteveffa eş adına açıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad. 179).
Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak (4721 Sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad. 641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ..."un mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte kısmen birleşmiştir.
Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK’nin 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar.
Eksikten getirtilen tasfiyeye konu banka mevduat hesabına ilişkin hesap hareketlerinin incelenmesi neticesinde, anılan hesabın vadeli hesap olup 12.10.2015 tarihi itibariyle bakiyesinin 64.058,85 TL olduğu, 05.11.2015 tarihinde bu miktarın 32.029,00 TL"sinin davacı vekili tarafından çekildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tasfiyeye konu araç yönünden keşif tarihi itibariyle değeri olarak belirlenen 32.500 TL"nin yarısı olan 16.250 TL"ye, tasfiyeye konu banka hesabındaki nakit yönünden yargılama sırasında bankadan gönderilen cevabi yazıda belirtilen 10.08.2015 tarihi itibariyle mevcut 62.763,09 TL"nin yarısı olan 31.381,54 TL"ye katılma alacağı olarak hükmedildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece az yukarıda açıklanan Daire ilke ve uygulamaları nazara alınmadan, tasfiyeye konu araç yönünden davacının miras payı gözetilmeden, yine tasfiyeye konu banka hesabındaki nakit yönünden davacının miras payı ile 05.11.2015 tarihinde davacı vekili tarafından hesaptan çekilen nakit para miktarı gözetilmeden davalılar aleyhine olacak şekilde fazla alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.