9. Hukuk Dairesi 2021/2609 E. , 2021/6796 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 34. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait ... Şube Müdürlüğü bünyesinde kadınlar lokalinde 21/01/2004 tarihinden itibaren her yılın Kasım ayında başlayan ve ertesi yılın Ekim ayına kadar devam eden taahhütname adı altında imzalanan evraklarla rehber ve usta öğretici-spor eğitmeni olarak çalıştığını, davacıya imzalatılan taahhütnamenin belediye tarafından düzenlenen kurslarda çalıştırılan usta öğreticilerle birebir olduğunu, ders saatine bağlı kalmaksızın tam zamanlı olarak çalıştırıldığını, hanımlar lokalinde yılın 8 ayında haftada en az 2 saat görevlendirildiğini, bunun dışında belediyenin açılış, kutlama gibi tüm sosyal faaliyetlerinde geç saatlere kadar haftalık 50 saatten az olmamak üzere çalıştığını, davacıya imzalatılan taahhütnamede eşitlik ilkesi ve kurallar gereği tam zamanlı ve belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığının kabulü gerektiğini, sözleşmede ders saat üzerinden ücret belirlense de yapılan işin 6 gün ders saatine bağlı olmaksızın sürmesi ve işin niteliği gereği İş Kanunda düzenlenen tam zamanlı ve belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğunu, diğer işçilere hafta ve genel tatillerde çalışmazken ücret ödendiği halde davacıya hafta sonu ücret verilmediğini, davalı kurumda çalışan diğer işçi ve memurlarla aynı koşullarda çalışmasına rağmen arada korkunç ücret farkları olduğunu, tam zamanlı bir işçi gibi çalıştığı halde ücretinin ders saat olarak belirlenmesinin ve ödenmesinin ayrımcılık kurallarına aykırılık teşkil ettiği, kamu kurumlarında çalışan işçilerine ödenen ilave tediyenin davacıya ödenmediğini, iş akdini ücretinin eksik ödenmesi, ilave tediye alacaklarının ödenmemesi haklı nedenleri ile keşide ettiği ihtarname 22.06.2015 tarihi itibariyle ile haklı olarak feshettiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, eksik ödenen ücret, yıllık izin ücreti, ilave tediye ve ayrımcılık tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak, mevzuat gereği usta öğreticilerin sosyal haklar bakımından 4857 sayılı Kanun Hükümlerinden yararlanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, davacının hak etmiş olduğu ücretlerin eksiksiz olarak ödendiğini, bu nedenle davacı tarafından yapılan iş akdi feshinin haklı sebebe dayanmadığını, kıdem tazminatı hakkının doğmadığını taraflar arasında hizmet akdinin bulunmadığını, davacının işçi sıfatına haiz olmaması nedeniyle ayrımcılık tazminatı ve ilave tediye ücretine hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusu yerinde olmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ücret miktarı ve buna bağlı olarak yapılan hesaplamalar noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 176. maddesine göre, ders saati ücreti ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce, usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre; öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek, günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse; bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan, 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
Taraflar arasında, akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 X 10,00 TL =1.400,00 TL"dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL X 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL"nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
Diğer taraftan, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuraldır. Ancak, eldeki uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu halde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınması gereklidir.
Ayrıca, ilave tediye alacağının hesaplanmasında, yukarıda açıklanan çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü için belirlenen günlük ücret hesap yöntemi esas alınarak, Bakanlar Kurulunca tespit edilen ilave tediye ödeme tarihindeki işçinin bir günlük ücreti dikkate alınmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda ücret, yukarıda belirtilen ilke kararına uygun olarak hesaplanmamıştır. Davacının talep ettiği alacakların hesabında dikkate alınan ücret Belediye" de çalışan ve davacı ile aynı işi yaptığı iddia edilen emsal işçi ücretidir. Emsal işçinin aldığı ücret ile davacının aldığı ücret arasındaki fark bulunmak suretiyle fark ücret alacağı hesaplanmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince de bu karara karşı yapılan istinaf başvuruları, İlk Derece Mahkemesi kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda ücretin Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hesaplandığı, gerekçesiyle esastan reddedilmiştir. Belirtildiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda günlük ücret ile aylık ücrete dair kabuller ve dolayısıyla alacaklara yönelik hesaplamalar yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara uygun değildir. Anılan sebeple, yapılacak hesaplamalarda ilke kararında açıklanan esaslar doğrultusunda ücretin belirlenmesi ile dava konusu tüm alacakların yeniden değerlendirilmesi gereklidir.
Sonuç: Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 373/1 hükmü uyarınca dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.