Taraflar arasındaki davadan dolayı Serik 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.10.2013 gün ve 2013/251 esas 2013/120 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 18.02.2015 gün ve 2943-2416 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-
Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK"un 440.maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacılardan usulün 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 248.00."er-TL para cezası ile 57.60.-TL red harcının alınarak Hazineye gelir kaydına, 07.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY- Davacı,davalının taşınmaza el atmasının önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, taşınmazda kiracı olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonucunda taraflar arasında kira sözleşmesinin halen devam ettiği, el atmanın haksız olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında öncesinde kira sözleşmesi olduğu davacının kabulünde olduğu gibi davalı da savunmasını sözleşmenin halen ayakta olduğuna dayandırmış mahkeme de kira sözleşmesinin varlığını kabul etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tektir. Bu uyuşmazlık ise davacıların maliki olduğu taşınmaza yapılan müdahalenin haklı olup olmadığıdır. Görev kamu düzenini ilgilendirir. Bu nedenle hakim görevli mahkemeyi resen belirlemeli uyuşmazlığın çözümü mahkemenin görevine girmiyorsa görevsizlik kararı vermelidir. Davacı her ne kadar davasını fuzuli işgal nedeniyle müdahalenin meni davası olarak açmış ise de HMK 33. maddede belirtildiği üzere "Hakim, Türk hukukunu res"en uygular." ilkesi gereğince "olayların anlatımı taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir" bu nedenle hakim hukuki nitelendirmeyi doğru olarak yapmalı uyuşmazlığın niteliğini belirledikten sonra yine HMK 2 ve 4. maddeleri gereğince uyuşmazlığın çözümünde görevli değilse görevsizlik kararı vermelidir. Görevsiz mahkeme dosyanın esasına girerek davanın esastan reddine karar veremez. Ayrıca taraflar arasındaki bir tek uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi sonucunda mahkemenin görevli olmaması üzerine görevsizlik kararı yerine davanın esastan reddi yoluna gidilmesi durumunda davacı bir kez de görevli mahkemede aynı davayı açacak bu da "usul ekenomisine" uygun olmayacak, HMK 331/2. maddede belirtilenin aksine davacı iki kez vekalet ücreti ve yargılama gideri ödemek zorunda kalacaktır. Somut olaya gelince; hakim hukuki nitelendirmeyi doğru olarak yapmış ne varki sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacılar vekilinin karar düzeltme talebi kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır. Yanılgılı olarak verilen bu kararın onanması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne yukarıdaki gerekçelerle katılmıyorum.