Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanların kısa bir süre ... isimli işyerinde çalıştıkları ve işten ayrıldıkları, aynı işyerinin muhasebe işlerini yapan sanığın, katılanlara sigortalarının devam etmesi için bu kişileri çalışıyor göstererek primlerini SGK Müdürlüğüne yatıracağını söyleyerek, 2004-2005 yılından itibaren her bir katılandan her ay 100 TL ve 200 TL civarı para aldığı, ancak yapılan araştırmada sanığın katılanlardan para almasına rağmen, sigorta pirimlerinin yatırılmadığının anlaşıldığı, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılanların beyanları, tanıkların anlatımları ve dosya kapsamına göre; sanığın katılanlara yönelik baştan beri dolandırıcılık kastı ile hareket ettiği anlaşıldığından eylemlerin kül halinde hükümlerden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamında kalan TCK’nın 157/1, 43/1 maddesi gereğince zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde hükümlerin kurulması; Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.