Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2017/1036 Esas 2018/17119 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1036
Karar No: 2018/17119
Karar Tarihi: 27.12.2018

Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2017/1036 Esas 2018/17119 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkum olmuştur. Mala zarar verme suçları için ayrı ayrı hüküm kurulmuştur, ancak her bir netice cezanın miktarı aynı olduğu için temyiz incelemesi mümkün değildir. Mala zarar verme suçlarından hüküm verilmiş olsa da, kanun yararına bozma yolu açılmıştır. Hırsızlık suçunun nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Ancak malın değerinin az olması cezada indirim sebebi olarak değerlendirilebilir, hâkim indirim oranını işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olarak saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında suçun işleniş şekli ve özellikleri de dikkate alınmalıdır. Adli Tıp Kurumu'na yapılan ödemeler zorunlu kamu masrafıdır ve sanığa yargılama gideri olarak yükletilemez. Kanun maddeleri: 6217 sayılı Yasa'nın 26. maddesi, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. madde, 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesi, TCK'nın 145. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi.
17. Ceza Dairesi         2017/1036 E.  ,  2018/17119 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    I-Sanık hakkında müştekilere karşı mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Sanığın her bir müştekiye karşı eyleminin ayrı bir suçu oluşturduğu ve her bir suça yönelik ayrı ayrı 47 kez hüküm kurulduğu ve her bir netice cezanın 660,00 TL olduğu dikkate alındığında hükümlerin, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi gereğince temyizen incelenme imkanı bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Sanığın, müştekilere ait araçların marka amblemlerini çalması şeklinde gerçekleşen eylemde, bir kısım müştekiler dışında araçta hasar meydana gelmediğinin belirtilmesi dikkate alındığında, unsurları itibarıyla oluşmayan mala zarar verme suçlarından hükümlülük kararı verilmiş ise de, temyiz incelemesinden sonra kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulması mümkün görülmüştür.
    Doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktarları ve türlerine göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;
    1-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
    TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
    Somut olayda ise; sanığın suç tarihinde araçlardan birim fiyatları 25,00 TL- 75,00 TL arasında değişen marka amblemi ve jant kapağı göbeği çalma biçimindeki eylemlerinde sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2-26.05.2014 tarihinde düzenlenen rapor için Adli Tıp Kurumu"na ödenen toplam giderin zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle, bu giderin sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.