11. Hukuk Dairesi 2015/14484 E. , 2016/9091 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen .../09/2015 tarih ve 2015/...-2015/521 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen ........2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin .. ....’nda kurulu bulunan “..........” adlı firmanın tek sahibi ve ortağı olduğunu, davalının müvekkili şirket tarafından “..........”in genel müdürü olarak atandığını, ancak görevi ile ilgili imkan ve şartları kötüye kullanarak şirketin kasasından haksız olarak paralar çektiğini, davalının aldığı paraları ödemediği gibi hakkında başlatılan icra takibine karşı da itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itiraza uğrayan 32.369 USD alacağın faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin hiçbir zaman davacının çalışanı olmadığını, davacının ... dışında bulunan ve tüzel kişiliğe haiz olan bir şirket adına talepte bulunmasının hukuki dayanağı olmadığını, bu itibarla davacılık sıfatının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, 43.664,... TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, görevini ve yetkilerini kötüye kullanan davalının davacı şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının iddiası ve dosyaya sunduğu deliller değerlendirildiğinde davacı anonim şirketin, ........ ........’nda faaliyet göstermek üzere bu yer hukukuna göre kurulan ‘000 ..........’ unvanlı şirketin tek ortağı bulunduğu, davalının da bu şirketin müdürü olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6762 sayılı TTK’nın 342. ve devamı maddeleri hükümlerine tabi olduğu, böylece davanın sorumluluk davası olduğu hususu Dairemiz bozma ilamlarına uyulmasıyla da usulü kazanılmış haklar gözetildiğinde belirlenmiş olduğu halde, taraflar arasındaki olayın hukuki tanımının haksız fiil ilişkisi olarak değerlendirilmesi doğru olmamıştır. Uyuşmazlık, ........ ........ Hukukuna göre kurulmuş, orada faaliyet gösteren ve tek ortaklı yapıya sahip dava dışı şirket ile ilgili olup, davacı, bu şirketin tek ortağı, davalı ise
anılan şirketin müdürü konumunda olduğundan dava konusu olaya uygulanacak hukuk bakımından .......’un .../.... maddesi de gözetilerek bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Oysa ki mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulduğu halde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiil niteliğinde bulunduğu, davacının .......’da kurulan Travel şirketinin tek paydaşı olduğundan doğrudan kendi adına şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla müdüre karşı zarar ziyan davası açabileceği, bu nedenle tarafların hak ve yükümlülüklerinin Türk maddi hukuku hükümlerine göre belirleneceği gibi bir gerekçeyle, ... hükümleri tartışılmaksızın ve uygulanacak hukuk kesin şekilde belirlenmeksizin karar verilmiştir. Bu suretle ....... hükümleri de dikkate alınarak davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi doğru olmamıştır.
Türk Hukukunda zarar gören ortakların da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunmakta olup, ortakların dava açma hakkı da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, ortak dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. ....... hükümlerinin değerlendirilmesiyle, Türk hukukunun uygulanacağının belirlenmesi halinde davacı ortağın dava konusu edilen dolaylı zarar nedeniyle açtığı işbu davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabileceğinden, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı nazara alınarak bir karar verilmesi gerekecektir. .... Hukukunun uygulanacağının belirlenmesi halinde ise, davacının, dava konusu edilen dolaylı zararı kendi adına isteyip isteyemeyeceği ve bu anlamda aktif dava ehliyetinin olup olmadığının da böylece değerlendirilmesi gerektiğinden anılan hususlar yönünden eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan ....350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.