20. Hukuk Dairesi 2015/2678 E. , 2016/5500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 24.09.2013 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü/mahallesinde bulunan 569 parsel (3402 sy 22. md 2-a uyg. ile 133 ada 24 parsel-arsa) sayılı tarla niteliğinde 20.016,99 m2 yüzölçümündeki taşınmazın müvekkilleri adına tapuda kayıtlı iken, ... Yönetiminin açtığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.09.2012 gün ve 2012/220 Esas 2012/496 Karar sayılı tapu iptali ve tescil davası sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman olarak ... adına tescil edildiğini ve hükmün 10.09.2013 tarihinde kesinleştiğini, hiç bir bedel ödenmediğini, böylece mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00.-TL"nin tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten işbu kararın kesinleşeceği tarihe kadar, kesinleştikten sonrada kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili, keşif ve raporlardan sonra mahkemeye sunduğu 10.06.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 360.305,82.-TL üzerinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/11/2010 gün ve 2010/10-550 E. - 2010/562 K. sayılı ilâmını gerekçe göstererek ıslah harcı yatırmadan ıslah etmiş ve tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 10.09.2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, tapu kaydının mahkeme kararı ile hükmen iptal edildiğini, ...nin kusurlu sorumluluğunun sözkonusu olmadığını ve hukukî olay bakımından ... ile açılan dava arasında illiyet bağı bulunmadığını, dava zamanaşımı ve husumet itirazları bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ıslah harcı Hukuk Genel Kurulu kararına dayanılarak tamamlatılmadan, davacının davasının kabulü ile 360.305,82.-TL"nin, 10/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kayıtlarının hükmen iptali nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesine göre 10 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın, taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Davacının ıslah yoluyla sonuç talebini arttırması mümkün ise de nispi karar ve ilâm harcına tâbi davalarda, davalı taraf harçtan muaf olsa dahi, ıslah yolu ile dava değerinin artırılması halinde artan dava değeri üzerinden nisbi peşin harç ile (ıslah harcı) ayrıca karar ve ilâm harcının tamamlattırılması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 1.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 10.06.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 360.305,82.-TL üzerinden arttırmış, ancak ıslah dilekçesinde; esas ve karar numarası verilen Hukuk Genel Kurulu kararı gerekçe gösterilerek ıslah harcını yatırmamıştır. Mahkemece, ıslah harcı tamamlatılıp, ıslah dilekçesi taraflara usûlüne uygun tebliğ edildikten sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 16/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.