Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/593
Karar No: 2017/322

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/593 Esas 2017/322 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/593 E.  ,  2017/322 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 27.02.2014
    Sayısı : 19-108

    Sanık ... ...."in nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK"nun 158/1-j-son, 43, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 35.400 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve hak yoksunluğuna, özel belgede sahtecilik suçundan TCK"nun 207/1, 43, 62, 51/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye ve hak yoksunluğuna ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.01.2012 gün ve 28-23 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 03.12.2013 gün ve 18044-19036 sayı ile;
    "...Sanıklardan ..."in ticari işletmeler sahibi olduğu, bankalardan zaman zaman kredi kullanarak kredi kullanma limitini doldurduğu, diğer sanık ...."e kredi kullanıp bu parayı kendisine vermesini istediği, bu kapsamda ...."in sanık ..."in iş yerlerinde çalışmadığı halde ...."e ait temizlik ve maden şirketinde çalıştığına dair sahte belgeler düzenleyerek ya da bir başkasına düzenleterek, söz konusu bu gelir belgelerini ... T.A.Ş."ye ibraz edilmek suretiyle sanık ...."in kredi kullanmasını sağladıkları, sanık Necmi"nin aldığı bu paraları ..."e verdiği, bu şekilde ..."in de sahte özel belgelerin düzenlenmesi ve kullanılmasında diğer sanık ...."e iştirak ettiği, sanıklardan ...."ın ... Soma Şubesine başvurarak çalışmadığı halde Gürmin Madencilikten alınmış gelir belgesini bankaya ibraz ederek bireysel kredi talebinde bulunduğu, almış olduğu krediyi ..."e verdiği, sanıklardan ....."ın ...."e ait bir başka şirkette çalışıyor şeklinde düzenlenen belgenin bankaya ibraz edilerek kredi alımının sağlandığı, iddia olunan olayda;
    ...Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
    1- Sanık hakkında, iddianame kapsamına göre sanıklar ..... ile ...."in eylemlerine iştirak etmekten dolayı kamu davası açıldığı ancak sanık ..... hakkında beraat kararı verilmiş olması karşısında teselsül şartlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın "kendi altsoyu üzerindeki" velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğu uygulanamayacağının gözetilmemesi..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi ise 27.02.2014 gün ve 19-108 sayı ile;
    "...Mahkememiz 2009/28 esas 2012/23 karar sayılı ilamının gerekçesinde şu şekilde belirtildiği üzere; "Sanık ..."in diğer sanıklar .... ve ...."ın eylemleri bakımından hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanması cihetine gidildiği, sanık ..."in eyleminin ....."ın eylemi bakımından suç unsuru teşkil etmediği, zaten ....."ın da yukarıda anlatılan gerekçeler doğrultusunda eyleminin suç unsuru taşımadığı, suç unsuru taşımayan bir eyleme iştirakın söz konusu olmayacağı değerlendirilmekle" sanık ... hakkında TCK"nun 43. maddesi uygulanırken ..... ile ilgili kısmın kapsam dışı bırakıldığının izah edildiği, yargılama aşamasında sanık ... hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı verildiği, mahkememiz önceki hükmünün kabulünde; sanık ..."ın gerçekte işyerinde çalışmıyor olmasına rağmen sanık ...."i sanki kendi işyerinde çalışıyormuş gibi göstererek sahte belge düzenlemek ve bunun sonucunda elde edilen krediyi kullanmak suretiyle sanık Necmi"nin eylemine iştirak ettiğinin, diğer yandan sanık...."in elde ettiği krediyi de beraber kullanmak suretiyle bu sanığın eylemine iştirak ettiğinin izah edildiği, bu haliyle sanık ..."ın diğer iki sanığın sübuta eren özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına asli fail olarak iştirak ettiği kabul edilmekle sanık ... hakkında TCK 43. maddesinden uygulama yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı..." şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2014 gün ve 174618 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 378-1528 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.04.2017 gün ve 3837-8851 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar .... ve .... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile sanık ..... hakkında aynı suçlardan verilen beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ... hakkında inceleme dışı sanık...."in nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına iştirak etmekten dolayı dava açılıp açılmadığı, bu bağlamda sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında; “Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı şüphelilerin sahte gelir belgeleri ile bireysel kredi kullanarak ... aleyhine menfaaat temin ettiklerine ilişkin ... T.A.Ş Teftiş Kurulu Başkanlığının 30.11.2007 tarih ve 81/32 sayılı kanuni soruşturma raporu üzerine soruşturmaya başlanılmış olup;
    Şüpheli ...."ın, şikâyetçi ... Soma Şubesine bireysel kredi başvurusunda bulunduğu, şüphelinin başvurusunda kanuni soruşturma raporunun ek 3. sırasında yer alan Gürmin Madencilikten alınmış gelir belgesini ibraz ettiği, ancak Gürmin Madencilik"in ..."a hitaben yazmış olduğu 17.11.2006 tarihli yazısına göre; ...."ın söz konusu şirkette çalışmadığının, ibraz edilen belgedeki kaşenin ve imzanın şirketlerine ait olmadığının belirtildiği, ayrıca şüpheli .... adına söz konusu gelir belgesini ibraz ettiği tarihte herhangi bir kurumdan SSK priminin yatmadığı tespit edilmiştir.
    Şüpheliler ..... ve ...."in şikâyetçi ... Soma Şubesine bireysel kredi başvurusunda bulundukları, şüpheliler ..... ve ...."in başvurularında şüpheli ... tarafından düzenlenen ve ..."e ait temizlik ve maden şirketinde çalışır gözüktükleri kanuni soruşturma raporunun ek 6 ve ek 7. sırasında bulunan 17.10.2005 ve 20.02.2006 tarihli gelir belgelerini ibraz ettikleri ancak gelir belgesinin ibraz edildiği tarihte ....."a ..."in firması dışında başka bir kurumdan SSK pirimi yattığı, ...."in ise SSK sicil kaydının bulunmadığı, ayrıca ...."in konuya ilişkin olarak ... müfettişi ile yaptığı görüşmede kendisinin, ....."ın ve ...."ın ibraz ettiği belgelerin gerçeği yansıtmadığını beyan etttiği,
    Bu haliyle ibraz ettikleri sahte gelir belgeleri ile ... Soma Şubesinden şüpheli ....."ın 25.000 Lira, şüpheli ...."in 7.000 Lira, şüpheli ...."ın 10.000 Lira olmak üzere toplam 42.000 Lira tutarında bireysel kredi kullandıkları, kredi kartları ve artı para hesapları da dahil olmak üzere toplamda 34.141 Lira bakiye ile takip hesaplarına intikal eden krediler sebebi ile bankayı zarara uğrattıklarının tespit edildiği,
    Böylelikle şüpheliler ...., ..... ve ...."in ibraz ettikleri sahte gelir belgeleri ile şikayetçi Akbanktan tahsis edilmemesi gereken kredinin açılması maksadıyla dolandırıcılık suçunu işledikleri, şüpheli ..."in de şüpheliler ..... ve ...."e sahte gelir belgesi düzenleyip vererek şüphelilerin suçlarına iştirak ettiği mevcut deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla..." açıklamasına yer verilen iddianame ile kamu davası açılırken, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nun 212. maddesi delaletiyle 207, 39, 158/1-j, 39 ve 53. maddelerinin sevk maddeleri olarak gösterildiği, iddianamenin sonuç kısmında sanığın inceleme dışı sanıklar ..... ve ...."e sahte gelir belgesi düzenleyerek verip suçlara iştirak ettiğinin belirtildiği, yargılama sonucunda yerel mahkemece sanık ..."a TCK"nun 37/1 ve 43/1. maddeleri uyarınca ek savunma hakkı verilerek aynı suçlardan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Belirtilen kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    CMK’nun 225. maddesi uyarınca da; “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” Bu düzenleme gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Anılan kanuni düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
    Diğer taraftan CMK"nun 226. maddesinde ise; “Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
    Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
    Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
    Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” hükmü getirilmiştir.
    Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. CMK"nun 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuksal niteliğinde değişiklik olmasını "yargılamanın sınırlılığı" ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkan sağlamıştır. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Örneğin, iddianamede hırsızlık olarak nitelendirilen eylemin suç eşyasının kabul edilmesi suçunu oluşturacağı görüşünde olan mahkemece, sanığa ek savunma hakkı da verilmek suretiyle bahse konu suçtan hüküm kurulabilecektir. İddianamede anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde gerekli görülürse her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidilebilecektir.
    Nitekim, Ceza Genel Kurulunun istikrar bulan ve süregelen birçok kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık hakkında ..... ve ...."in suçlarına iştirak etmekten dava açıldığı, ancak ....."ın iddianamede belirtilen suçlardan beraatine karar verildiği, diğer taraftan sanık hakkında ...."ın suçlarına iştirak etmekten açılmış bir dava bulunmadığı, bununla birlikte şerik durumunda olan .... ile ilgili her iki suçtan verilen mahkûmiyet hükümlerinin sanık hakkındaki davalarda zamanaşımını kesme etkisi hep birlikte gözetilerek ...."ın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarına iştirak etmekten sanık hakkında suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde dava dosyalarının birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın atılı suçları zincirleme olarak işleyip işlemediği hususlarında hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekirken, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak, davaya konu edilmeyen eylemden dolayı yargılama yapılıp hüküm kurulması kanuna aykırı olup Özel Dairenin bozma nedeni isabetlidir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, sanık ... hakkında iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılarak, davaya konu edilmeyen inceleme dışı sanık...."in nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarına iştirakten dolayı yargılama yapılıp hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2014 gün ve 19-108 sayılı direnme hükmünün, sanık ... hakkında iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılarak, davaya konu edilmeyen inceleme dışı sanık...."in nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarına iştirakten dolayı yargılama yapılıp hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi