10. Ceza Dairesi Esas No: 2010/31677 Karar No: 2014/1726 Karar Tarihi: 17.03.2014
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2010/31677 Esas 2014/1726 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, uyuşturucu bulundurma suçuyla ilgili bir davada, sanık hakkında verilen adli para cezasının Türk Lirası olarak belirlenmesi gerektiğini, ayrıca diğer sanığın evinde ele geçirilen esrarın sanığın olduğunu kabul etmesi üzerine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğini ancak göz ardı edildiğini belirtti. Bu nedenle, karar bozuldu. Kanun maddeleri olarak, Türk Ceza Kanunu'nun uyuşturucu suçlarını düzenleyen 192. maddesi ve adli para cezasını düzenleyen 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ve Bakanlar Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararı gösterildi.
10. Ceza Dairesi 2010/31677 E. , 2014/1726 K.
UYUŞTURUCU BULUNDURMAK
UYUŞTURUCU SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK
İKRAR
TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 192
"İçtihat Metni"
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Hükmolunan adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu"nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 2- Hakkındaki beraat hükmü temyiz edilmeyen ve sanığın babası olan diğer sanık Ali"nin evinde ele geçirilen esrarın sanığa ait olduğunu söylemesi üzerine, aleyhine başkaca somut delil bulunmadığı aşamada esrarın kendisine ait olduğunu kabul etmek suretiyle kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık hakkında etkin pişmanlıkla ilgili TCK"nın 192. maddesinin 3. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.