19. Hukuk Dairesi 2019/2164 E. , 2020/1343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi sonucu ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf isteminin isteminin reddine yönelik verilen kararın davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı tarafından icra takibine konu edilen 410.000 USD bedelli bononun 1993 yılında borçlu olmadığı halde dava dışı kişi tarafından zorla, hile ile imzalatıldığını, bu olayla ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın delil yetersizliği nedeniyle takipsizlikle sonuçlandığını, bono incelendiğinde üzerinde nakden veya malen olduğuna yönelik ibare de bulunmadığını, bono üzerinde damga pulunun mevcut olduğunu, oysa damga pulu uygulamasının 2003 tarihinden sonra kaldırıldığını, bu durumunda bononun keşide tarihinden çok önce düzenlendiğini gösterdiğini belirterek, davacının bu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının aynı iddiaları ileri sürerek ...İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2015/549 esas sayılı dosyasında yaptığı borca itirazın reddedildiğini, borçlu olmadığına yönelik herhangi bir belge ibraz edilmediğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, bononun 1993 yılında iradesi dışında zorla açık bono olarak alındığı iddiasının ispat edilemediğini, yapılan soruşturma sonucunda savcılıkça takipsizlik kararı verildiğini, bononun 1993 yılında verildiği iddiasının da taraflarınca kabul edilmediğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını savunarak haksız davanın reddine ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı vekili tarafından 1993 yılında söz konusu bononun zorla alındığından... hakkında şikayette bulunduğu, fakat kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, 2015 yılında ise dolandırıcılık suçundan şikayette bulunulduğu ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, ispat yükü kendisinde olan davacının, sunulan delillere göre bononun zorla veya hata ve hile ile 1993 yılında alındığı, bononun bedelsiz olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacı tarafından hileye dayalı iddianın TBK"nın 39. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediği, 1993 yılında savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği, davanın 2015 yılında açıldığı, sürenin geçtiği, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yazılı bir delil sunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.