Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/112
Karar No: 2017/321

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/112 Esas 2017/321 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/112 E.  ,  2017/321 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi


    Sanık ..."ın ırza geçme suçundan beraatine ilişkin Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.03.2004 gün ve 53-44 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 05.06.2014 gün ve 24113-11922 sayı ile;
    "...Atılı suça yönelik katılanın aşamada değişmeyen iddia ve anlatımlarının Ereğli Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 26.03.2003 tarih ve 6110/185 ve 186 sayılı rapor içerikleri ile doğrulanması karşısında; zorla ırza geçme suçu ile ilgili somut delillerin bulunduğu gözetilmeyerek, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile beraatına karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.
    Daire Üyesi A. S. Ertosun; "Sanık evli, yakınıcı bekâr olup, uzun yıllardır birlikte yaşamakta; ancak, aralarında alacak meselesi olduğundan ihtilafları sürmekte, küsmekte ve barışmaktadırlar. Taraflar arasında biten ve devam eden hukuk ve ceza davaları vardır. Suç tarihinde taraflar telefonla görüşmüşler, sanık yakınıcının evine saat 11.00 civarında gelmiş ve cinsi münasebette bulunmuşlardır. Sanığın aleyhinde, atılı zorla ırza geçmek suçunu işlediğine ilişkin, yakınıcının iddialarından başka kanıt yoktur. Sanık, "Yakınıcı ile rızası tahtında birlikte olduklarını" savunmuştur. Yakınıcı, polis 155’i aradığını belirtmişse de, bu doğrulanmamıştır. Bu konuda dinlenen polis memuru tanık İsmail Baki, "Suç tarihinde bir erkeğin arayarak, yakınıcının oturduğu Buhara Apartmanında hırsızlık olduğunu ihbar ettiğini, yakınıcının aramadığını" söylemiştir. Aynı apartmanda oturan tanıklar da ifadelerinde, "İmdat sesi duymadıklarını" belirtmişlerdir. Sanığın atılı zorla ırza geçme suçunu işlediğine dair mahkûmiyetine yeter nitelikte, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilememiştir. Mahalli mahkemenin atılı suçtan verdiği beraat kararındaki gerekçe yeterlidir. Açıklanan nedenlerle usul ve kanuna uygun olan mahalli mahkemenin zorla ırza geçmek suçundan verdiği beraat kararının onanması gerektiği" gerekçesiyle karşı oy kullanmıştır.
    Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi ise 24.10.2014 gün ve 125-172 sayı ile;
    "...Dosya incelendiğinde; tanık Polis memuru İsmail Baki"nin beyanında olay saatinde bir erkek şahsın 155 polis imdat hattını arayarak katılanın olduğu Buhara Apartmanında hırsızlık olayı olduğuna dair ihbarda bulunulduğunu ifade etmesi, dosya arasında mevcut olay yerinde tutulan tutanaklarda hırsızlık ihbarı üzerine olay yerine gidildiğinin anlaşılması, tanık Cumali Altıntaş"ın 2002 yılı içerisinde katılanın kendisine sanığa komplo kuracağını söylediğini beyan etmesi, yine aynı yönde katılanın sanığa iftira atacağını arkadaşı Bahar Öz"e söylediğinin bizzat Bahar"ın beyanından anlaşılması, olay günü oturduğu apartman dairesinde sanık tarafından zorla ırzına geçildiğini iddia eden katılanın bağırıp yardım istediğine dair bir tanık beyanının bulunmaması da dikkate alındığında, suç tarihi itibarı ile 3-4 yıl kadar karı-koca hayatı yaşayan katılan ile sanık arasındaki cinsel birlikteliğin katılanın rızası dışında zorla gerçekleştiğine ilişkin somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi sebebi ile sanığın yüklenilen suçu işlediği sabit olmadığı..." şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2015 gün ve 13777 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 108-1647 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 21.02.2017 gün ve 726-404 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında nitelikli yağma suçundan verilen beraat hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen beraat hükmü ile tehdit ve hakaret suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme sanık hakkında ırza geçme suçundan verilen beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire çoğunluğu ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ..."ın üzerine atılı ırza geçme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanık ..."ın 1946 doğumlu ve evli; katılan ... Ateş"in ise 1956 doğumlu ve bekar oldukları, sanık ile katılanın uzun bir süre birlikte yaşadıkları,
    26.03.2003 tarihinde saat 11.40 sıralarında Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğüne, Uğur Mumcu Caddesindeki Buhara Apartmanında hırsızlık olabileceği yönünde ihbarda bulunulması üzerine bahsi geçen yere giden kolluk görevlilerine katılanın, sanık ..."nin kendisine tecavüz ettiğini beyan etmesi üzerine sanık hakkında soruşturmaya başlandığı,
    Ereğli Devlet Hastanesince katılan ... hakkında düzenlenen 26.03.2003 günlü raporlara göre; vulvada ve tabia mınor civarında travmatik (zorla) ilişkiye bağlı ekimoz ve travma izi bulunduğu, vajinal frattisinde 72 saat içinde gerçekleşmiş cinsel ilişkinin fiziki delili olan bol miktarda ölü sperme rastlandığı, fiili livata bulgusu saptanmadığı, boyun sağda, her iki kolda, her iki memede multipl ekimozların bulunduğu, her iki dizde ve uylukta muhtemelen sopa izi olan ince uzun ekimozların mevcut olduğu, darp cebir izlerinin hayati tehlike oluşturmadığı,
    Sanık hakkında Ereğli Devlet Hastanesince düzenlenen 26.03.2003 tarihli rapora göre; darp-cebir izi bulunmadığı,
    Zapt etme tutanağına göre; katılanın yatak odasındaki yatağın üzerinde bir kaç tane kısa saç teli veya vücut kılı olabilecek kıl ile yeşil renkli çarşafın muhtelif yerlerinde sarı renkli izlerin bulunduğu, ayrıca olayda kullanıldığı iddia edilen bir adet kuru sıkı tabanca ile 75-80 cm uzunluğundaki kırılmış sopanın görevlilerce zapt edildiği,
    Olay yeri basit krokisine göre; dairenin giriş kapısı ile kilit sisteminin sağlam olduğu, yatak üzerindeki çarşafın düzenli, yorganın ise düzensiz şekilde katlanmış olduğu, diğer odalarda başka bir dağınıklığın olmadığı,
    Katılan ile sanık arasında maddi problemlerden ve yaşadıkları ilişkiden kaynaklanan bir çok sayıda ceza ve hukuk davasının bulunduğu, bu kapsamda;
    Katılan ... ve sanık ... hakkında 1998 yılında birbirlerini tehdit ettikleri iddiası ile açılan davada yapılan yargılama sonucunda, sanık ..."nin beraatine, katılan ... hakkında açılan davanın ise 4616 sayılı yasa gereğince kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verildiği,
    Sanık ... hakkında 28.07.1999 tarihinde katılan ..."a karşı hakaret, tehdit ve yaralama suçlarını işlediği iddiasıyla açılan davada yapılan yargılama sonucunda, sanık ..."nin tehdit ve hakaret suçlarından beraatine, yaralama suçundan ise cezalandırılmasına karar verildiği,
    Katılan ... hakkında 10.08.1999 tarihinde sanık ..."ye ait araçtan iki adet çek çaldığı iddiası ile açılan davada atılı suçtan beraatine karar verildiği,
    Katılan ... hakkında Ertan Gelmez ve Tulgay Demir ile birlikte sanık ..."ye karşı işlediği iddia edilen hürriyeti tahdit suçu nedeniyle açılan davada beraatine karar verildiği,
    Suç tarihinden sonra katılan ..."ın şikâyeti üzerine sanık ... ile tanık olarak dinlenen Kazım Yurter hakkında tehdit, sövme ve resmi mercileri iğfal suçundan yürütülen soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiği, karara karşı yapılan itirazın reddedildiği,
    14.05.2003 tarihinde Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden katılan ..."ın telefonunda bulunan ses kayıtlarının tespitine ilişkin bilirkişi raporuna göre;
    “Telefonda efelik olmaz, o efeni buraya gönder, onun a.. g..nü dilik dilik dileceğim ve sen de Ereğli"ye geldiğinde senin a...ı g...ü dilik dilik dileceğim”
    “Şu anda bulunduğu yeri söyle, oraya geleceğim yalanlarını anlatmaya. Seni sinkaf edenlerle tek tek görüştüm, tespit ettim. Hepsini o mahkemede karşına dikeceğim.”
    “Ereğli’yi terk et, benim başımı belaya sokma, ben senin beynini kurşunla dolduracağım, hem seni caddenin ortasında öldüreceğim" şeklinde sözlerinin kayıtlı olduğu,
    Mahkemece taraf vekilleri ve sanığın huzurunda dinlenen ses kayıtlarına göre; “senin beynine kurşun sıktıracağım hemi de caddenin ortasında” şeklindeki sözün tespit edildiği, bunun haricinde herhangi bir sözün bulunmadığı,
    Sanık ..."nin bulundurma ruhsatlı tabancasının olduğu,
    Katılanın evinden alınan sopa ile tabancanın mahkemece yapılan gözleminde; sopanın ortasından kırılmış olduğu, tabancanın ise oyuncak olduğunun tespit edildiği,
    HTS kayıtlarına göre; 26.03.2003 tarihinde sanık ..."nin saat 09.25"te katılan ..."ı aradığı ve 32 saniye görüştükleri, katılan ..."ın saat 10.16"da sanık ..."yi aradığı ve 4 saniye görüştükleri, katılan ..."ın saat 11.06"da iki kez 155"i arayıp 5 ve 12 saniye süren görüşmeler yaptığı,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ... Ateş kollukta; 26.03.2003 tarihinde saat 10.30 sıralarında evde otururken zilin çaldığını, kapıyı açtığında daha önceki tarihlerde gayri meşru ilişki yaşadığı ve kendisinden işhanı yaptırdığı sırada 20.000 Dolar, otobüs kazası yaptığı sırada ise 5.000 Dolar borç alan ve bu nedenle mahkemelik olduğu sanık ..."yi gördüğünü, kapıyı açar açmaz sanığın ağzını kapatarak ayakkabısı ile birlikte içeriye girip kendisine “sen beni böyle bırakamazsın, ben seninle birlikte olmaya geldim” dediğini, sanığın elinde tabanca olduğunu, bağırmaya çalıştığını ancak sanık ..."nin “sakın bağırmaya teşebbüs etme” diyerek kendisini yatak odasına götürüp bir kez zorla cinsel ilişkiye girdiğini, ardından kolundaki iki adet bileziği zorla çıkartıp yatak odasında bulunan çubuk ile bacaklarına ve koluna vurduğunu, omuzlarını ısırdığını, sanığın cep telefonunun çalması üzerine apar topar çıkıp gittiğini, sanık evde bulunduğu sırada tuvalete gidip polisi aramak istediğini ancak sanığın aratmadığını,
    Savcılıkta; sanık ile son iki yıldan beri dostane şekilde görüştüğünü, olay günü saat 11.30 sıralarında evinde otururken sanığın geldiğini, aralarındaki husumetler sona erdiği için evine aldığını, sanığın bir eliyle ağzını kapatıp diğer elindeki tabancayı kafasına doğru tutarak "sesini çıkarma, beni böyle bırakmak olmaz hem ilişkimiz devam edecek hem de para konusu bitecek, parayı vermeyeceğim" dedikten sonra yatak odasına götürüp tecavüz ettiğini, ilişkiden sonra sonra cep telefonu çalan sanığın karşısındakine "ben çarşıdayım geliyorum” dediğini, ardından yatak odasında bulunan sopayı eline alıp kollarına vurduğunu, ayaklarına tekme attığını, daha sonra kolundaki iki adet bileziği zorla çıkartıp “sakın şikâyetçi olma, sonu kötü olur, ben milletin önünde birisiyim, şikâyetçi olursan sonunu sen düşün” diyerek tehdit ettiğini, sanık evde iken tuvalete girip 155"i arayarak polise haber vermek istediğini, telefonu açan görevliye sessizce oturduğu apartmanın adını verdiğini, ancak kendisini duymadığı için görevlinin telefonu kapattığını, bu durumdan şüphelenen sanığın “ne b..k yiyiyorsun, polisi mi arıyorsun” diye kızdığını, daha sonra giyinip evinden çıktığını, 5-10 dakika sonra polis memurlarının evine gelip “abla hırsızlık olayı mı var” diye sormaları üzerine yaşananları anlattığını, sanığın silahlı olmasından korktuğu için bağırıp çağırmadığını, sanığı alacaklarını istemek için telefonla aradığını, son zamanlarda sanığa “borcunu ödemeyeceksen beni bir daha arama, evime gelme” diye söylediğini,
    Mahkemede farklı olarak; polisi iki kez aradığını, ilk aramasında apartmanın adını sessizce söylediğini, görevlinin anlamaması üzerine telefonu kapattığını, ikinci kez arayarak apartmanın adını verip silahlı baskın olduğunu söylediğini,
    Tanık Kazım Yurter kollukta; sanığı ve katılanı tanıdığını, katılanın zaman zaman kendisini arayıp sanığı yanına göndermesini istediğini, 26.03.2003 günü saat 10.30 sıralarında sanığın telefonunun çaldığını, konuşma bittikten sonra sanığın “gel bir yere gideceğiz” dediğini, sanığın yola çıkmadan önce katılanın aradığını söylediğini, sanığı Buhara Apartmanının önüne bıraktığını, saat 11.15 sıralarında sanığın telefon açarak kendisini bıraktığı yerden almasını istediğini, yanına gittiğinde sanığın görünüşünde anormal bir durum fark etmediğini, katılan ile ilgili bir şey söylemediğini,
    Mahkemede; sanığı saat 10.30 gibi katılanın evinin önüne bıraktığını, sanığın “yarım saat sonra gel beni al” dediğini, yarım saat sonra bıraktığı yere gidip sanığı aldığını, sanık ile katılan arasında son 3-4 yıldır karı-koca ilişkisi olduğunu,
    Tanık Bahar Öz mahkemede; kendisinin Buhara Apartmanı B Blok 1. katta, katılanın ise A Blok 4. katta oturduğunu, sanığı tanımadığını, katılanın kendisinden; sanığın evine geldiğini ve bir süre sonra kaçarak uzaklaştığını gördüğünü söylemesini istediğini, katılana yalancı tanıklık yapmayacağını ifade ettiğini, katılanın olaydan sonra sanığı ve arabasını gösterdiğini, katılanın kendisine sanığa iftira atacağını söylediğini, evdeki silahı bir sene önce katılanın evini taşırken gördüğünü, sorduğunda Konya"dan satın aldığını beyan ettiğini, katılanın zaman zaman sanığa komplo hazırlayacağını söylediğini,
    Tanık Adem Akkoyun; sanık ile katılanı tanıdığını, 2-3 yıldan beri sanık ile katılanın karı-koca hayatı yaşadığını,
    Tanık Süheyla Kütük; katılan ile Hacı Mustafa Mahallesinde komşuluk yaptığını, katılanın sanık ile karı-koca ilişkisi yaşadığını görmediğini, katılan ile yaşanan olaylar hakkında görüşmediğini, yaklaşık bir ay kadar önce sanığın evine gelip kendisinden katılan ile karı koca hayatı yaşadıkları yönünde ifade vermesini istediğini, bunun karşılığında iki milyar lira teklif ettiğini ancak kabul etmediğini, bunun üzerine sanığın “Dilbar Ateş yeğenlerini kocalarından boşatıp satıyor, buna senin adını da eklerim” diyerek gittiğini, bu olaydan 15 gün kadar sonra da tanık Bahar"ın yanına gelip sanık lehine şahitlik yapmasını söylediğini,
    Tanık Cumalî Altuntaş; katılanın kendisine sanık ile dost hayatı yaşadığını söylediğini, sanığı katılanın evine girerken gördüğünü, 2002 yılında katılanın sanığa komplo kuracağını söylediğini ancak ayrıntısına girmediğini,
    Tanık Yılmaz Atak; katılanın tehdit ile sanığı aile ortamından uzaklaştırmaya çalıştığını, 4-5 yıldan beri kendisine telefon edip sanık ile arasını düzeltmesini istediğini,
    Tanık İsmail Baki; Ereğli Emniyet Müdürlüğünde 155 polis imdat bölümünde üç yıldır çalıştığını, 26.03.2003 tarihinde saat 10.30-11.00 arasında bir erkek şahsın arayıp Buhara Apartmanında hırsızlık olduğu yönünde ihbarda bulunduğunu, bunun haricinde bir bayanın “ağabey burası Buhara apartmanı” diyerek veya başka sözler söyleyerek aradığını aradan uzun zaman geçtiği için hatırlamadığını, hırsızlık ihbarı üzerine Asayiş ekiplerini gönderdiklerini,
    Tanık Kadriye Karaca; katılanın üst kat komşusu olduğunu, işi gereği sabah evden erken çıktığını, katılanın herhangi biriyle ilişkisi olup olmadığı konusunda bilgisinin olmadığını, ancak diğer komşulara sanık ile evli olduğunu söylediğini, sanığı hiç görmediğini, olayın oluşu hakkında bilgisinin olmadığını,
    Tanık Yasemin Çetiner; katılanın karşı komşusu olduğunu, sanık ile katılan arasında ilişki olup olmadığını bilmediğini, 26.03.2003 tarihinde evde olduğunu, kavga ve gürültüye şahit olmadığını, katılanın evine girip çıkan birini de görmediğini, polisler geldikten sonra olayı öğrendiğini,
    Tanık Halime Özalp; katılanın alt komşusu olduğunu, sanığı tanımadığını, 26.03.2003 tarihinde evde çocukları ile ilgilendiğini, herhangi bir gürültü veya kavga sesi duymadığını, olayı polisler geldiğinde öğrendiğini,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... kollukta; katılanı 12 yıldan beri tanıdığını 12 yıl önce kurduğu kooperatiften daire alan katılanın “sen bana iyilik yaptın, ben bekarım senle metres hayatı yaşayalım” dediğini, teklifini kabul etmediğini, katılanın sürekli telefon ile arayıp “birlikte olalım, olmazsan seni topluma beni taciz ediyor diye rezil ederim” dediğini, katılanın sürekli ev ve cep telefonunundan arayıp rahatsız etmesinden kurtulmak için teklifini kabul ettiğini, 1,5 yıldan beri katılan ile cinsel ilişkiye girdiğini, 26.03.2003 günü saat 10.00 sıralarında katılanın cep telefonunu arayarak “hastanedeyim, eve gelince tekrar seni ararım” dediğini, daha sonra yeniden arayıp “eve gel” demesi üzerine yanına gittiğini, katılanın isteği ile bir defa cinsel ilişkiye girdiğini, yatak odasında bulundukları sırada katılanın komidin üzerinde duran tabancayı gösterip Konya"dan aldığını söylemesi üzerine tabancayı alıp baktığını, yaklaşık 2 aydan beri katılanın kendisini cep ve ev telefonundan arayarak “eşini boşa, benim yanıma gel” dediğini, katılanın daha önceden de 25.000 Dolar vermediği takdirde kendisini rezil edeceğini söylediğini,
    Savcılıkta; 1992 yılından itibaren katılan ile uzun süren bir birlikteliğinin olduğunu, 1996 yılında aralarının açıldığını, 2000 yılından itibaren birlikte yaşamaya başladıklarını, zaman zaman katılanın dairesine gidip geldiğini, komşularının da bu durumu bildiğini, 26.03.2003 günü anlaştıkları şekilde saat 10.30 sıralarında katılanın evine gittiğini, yatak odasına geçtikleri sırada komidin üzerinde tabanca gördüğünü, katılanın tabancayı Konya"dan aldığını söylediğini, biraz muhabbet ettikten sonra katılan ile ilişkiye girdiklerini, ilişkiye girdiği esnada katılanın boyun kısmında bir morarma gördüğünü, "kim yaptı" diye sorduğunda cevap vermeyerek gülüp geçtiğini, vücudunun diğer yerlerinde herhangi bir morarma fark etmediğini, katılanın vücudunun diğer yerlerindeki ekimoz ve berelerin nasıl olduğunu bilmediğini, cinsel ilişki zorla olsaydı kendi vücudunda da çizik ve yara izlerinin olmasının gerektiğini, cinsel ilişkiye girdikten sonra ihtiyaçlarını gidermesi için 20 Lira harçlık verdiğinde katılanın “sen bana ya bir daire alacaksın ya da bir daire parası vereceksin" dediğini, kabul etmemesi üzerine "ben almasını bilirim” diyerek tehdit ettiğini,
    Mahkemede; katılan kendisini aradıktan 20-30 dakika sonra yanına gittiğini, zile bastığında katılanın pencereden baktığını, kendisini görünce kapıyı açtığını, dördüncü kata çıktığında katılanın kapıda beklediğini, içeri girdikten sonra katılanın rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, evden ayrılacağı sırada katılanın “bana ya bir daire alacaksın veya bir daire parası vereceksin” dediğini veremeyeceğini söylediğinde ise “ben almasını bilirim” dediğini, 1992 yılından beri aralarında hakaret ve iftira davaları olduğunu, üç yıldan beri karı-koca hayatı yaşadıklarını,
    Savunmuştur.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."nin katılan ... ile bir kez vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği konusunda şüphe bulunmamakta olup, uyuşmazlık bu ilişkinin zora dayalı olup olmadığı noktasındadır. Katılanın tüm aşamalarda özde değişmeyen ve birbiriyle uyumlu beyanlarında, sanık ..."nin kafasına silah dayayıp tehdit ederek zorla cinsel ilişkiye girdiğini ardından da yatak odasında bulunan sopa ile kollarına ve bacaklarına vurarak darp ettiğini ifade etmesi, katılan ..."ın bu beyanlarının Ereğli Devlet Hastanesinin 26.03.2003 tarihli raporlarıyla da desteklenmesi, HTS kayıtlarından katılan ..."ın olayın olduğu saatlerde 155 polis imdat hattını iki kez aradığının anlaşılması ve olayın hemen akabinde mağdurun kolluk görevlilerine durumu intikal ettirmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; katılan ..."ın, sanık ... tarafından gerçekleştirilen eyleme rızasının bulunmadığının ve sanık ..."nin, katılan ... ile rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğine ilişkin savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla yerel mahkeme direnme hükmünün sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesinin 24.10.2014 gün ve 125-172 sayılı direnme hükmünün, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi