20. Ceza Dairesi 2018/3401 E. , 2020/486 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ANKARA Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1)Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1)Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, anılan Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen 02/12/2014 tarihli hükmün doğrudan mernis adresine tebliğe çıkartıldığı, ayrıca 24/12/2014 tarihli tebligatta haber verilen komşusunun ismi ve imzasının bulunmaması karşısında, yapılan bu tebligatın geçerli sayılamayacağı, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde kabul edilerek 16/02/2015 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 66. maddesi ile TCK"nın 188. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "beş yıldan onbeşyıla kadar" ibaresinin "on yıldan az olmamak üzere" şeklinde değiştirildiği ve CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti suçunun zorunlu müdafii görevlendirmesi gerektirdiğinin gözetilmemesi suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kendisinde kullanım sınırında uyuşturucu madde ele geçen sanık ..."in, ..."ın soyut beyanı dışında aleyhine delil bulunmadığı aşamada Döndü"nün ikametinde ele geçen uyuşturucu maddelerin kendisine ait olduğunu söyleyerek suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım ettiği anlaşıldığından hakkında TCK’nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Gerekçeli karar başlığında sanık ... için "07/03/2011" olan suç tarihinin sanık ayrımı gözetilmeksizin "2010" şeklinde yazılması,
4-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5-Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı tarafından suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddelerin TCK"nın 54/4. maddesi gereğince müsaderesi yerine TCK"nın 54/1 maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
6-Sanık ..."dan ele geçen 1.600 TL paranın uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
2)Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanık ..., Sincan 3. Sulh Ceza Mahkemesindeki 10/03/2011 tarihli sorgusunda "...Ben uyuşturucu kullanırım. Uyuşturucuyu Saraycıkdan ve Yenidoğandan ismini bilmediğim şahıslardan alıyordum. Bana soran arkadaşlara da aracılık ettiğim olmuştur. Uyuşturucuyu alıp örneğin bir tanesini kendime iki tanesine de isteyen şahıslara veriyordum. Bir tane aldığımızda da isteyen arkadaşlarla beraber içiyorduk. Üzerime atılı suçlamayı bu haliyle kabul ederim..." şeklinde beyanda bulunmuşsa da; ikametinde yapılan aramada ve kendisinde herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçmeyen ve ..."ta ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi tespit edilemeyen sanığın maddi bulgularla desteklenmeyen soyut iletişim tespit tutanakları dışında uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğine ilişkin; her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 66. maddesi ile TCK"nın 188. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "beş yıldan onbeşyıla kadar" ibaresinin "on yıldan az olmamak üzere" şeklinde değiştirildiği ve CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti suçunun zorunlu müdafii görevlendirmesi gerektirdiğinin gözetilmemesi suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
3)Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
1-UYAP sistemindeki kayıtlara göre hüküm tarihinde Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan ve dosya kapsamına göre duruşmadan vareste tutulma talebi olmayan sanığın, duruşmada hazır edilmeden, yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı kanunun 66. maddesi ile TCK"nın 188. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "beş yıldan onbeşyıla kadar" ibaresinin "on yıldan az olmamak üzere" şeklinde değiştirildiği ve CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti suçunun zorunlu müdafii görevlendirmesi gerektirdiğinin gözetilmemesi suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
3-Sanık ... için "07/01/2011" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında sanık ayrımı gözetilmeksizin "2010" şeklinde yazılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
15/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.