23. Hukuk Dairesi 2012/6950 E. , 2013/1072 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mah. Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali, tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar, ... İl Özel idaresinin davalı kooperatifte sahip olduğu 0.003 hissesini ....02.2010 tarihli ihale ile davacılardan ..."ya devrettiğini, ..."nun daha sonra 05.05.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile sahip olduğu hisselerden 0.001"er payı diğer davacılar ... ve ..."a devrettiğini, bu devir sözleşmesinin kooperatife gönderildiğini, ancak yönetim kurulunun ......2010 tarih ve ... sayılı kararı ile anasözleşmenin .... maddesi hükmü gereğince ortaklık talebinin uygun olmadığını belirttiğini ve ortak olarak kabul edilmediklerini, yönetim kurulu kararının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulu kararın iptali ile ortaklık devir işleminin gerçekleştiğinin tespitini ve ortaklık pay defterine tescilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davacılardan ... ve ..."ın halen ... A.Ş. ortağı olduklarını, ..."un da hisseyi alabilmek için hissesini oğluna devrettiğini, söz konusu ... A.Ş."nin kuruluş itibariyle ip, sicim ve urgan ürettiği gibi aynı zamanda müvekkili olan kooperatif ile aralarında dava bulunduğunu, davacıların hisse devralmalarında kötüniyetli olduklarını, kooperatifte söz sahibi olmaya çalıştıklarını, kooperatif anasözleşmesindeki koşulları sağlamadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatif anasözleşmesinde yönetim kurulu kararları aleyhine ne tür bir yola başvurulacağının düzenlenmediği, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nda da bu hususta bir düzenleme olmadığı,davacıların yönetim kurulu kararı üzerine doğrudan mahkemeye başvurdukları, anasözleşmenin “Genel Kurulun Görev ve Yetkileri” başlıklı .... maddesinin .... fıkrasında düzenlenen “anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptal edilip edilmeyeceği konusunda karar vermek” görevinin mahkemeye ait bir görev olmayıp, genel kurulun yetki ve sorumluluğunda bir vazife olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar temyiz etmiştir.
...- Dava, kooperatif yönetim kurulu kararının iptali ve üyeliğin devir alındığının tespiti istemine ilişkindir. İptali istenen ......2010 tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif anasözleşmesinin .../.... maddesinde düzenlenen ortaklık şartlarından “kooperatifin çalışma konusunu teşkil eden yarı mamul veya mamul maddeler üzerinde ticaret veya komisyonculuk yapmamak,bu işleri yapanlarla ortaklık ilişkisi bulunmamak” hükmü uyarınca davacıların ortaklık kayıtlarının yapılması taleplerinin uygun görülmediği belirtilmiştir.
Mahkemece, davalı kooperatif anasözleşmesinin genel kurulun görev ve yetkilerini düzenleyen .... maddesinin .... fıkrası gereğince yönetim kurulu kararlarının iptal edilip edilemeyeceği hakkında karar vermek görevinin genel kurula ait olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Anasözleşmenin .../.... maddesi ile 1163 sayılı Kanun"un .../.... maddesinde ortak olmak isteyen kişilerin kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurmaları gerektiği, aynı Yasa"nın .../.... ve anasözleşmenin .... maddesinde, yönetimin, devir alanın ortaklık şartlarını taşıması halinde devri kabul zorunluluğu bulunduğu öngörülmüştür. Anılan .../.... maddesinin 06...1988 tarih 3476 S.K. ile değişikliğinden önceki metninde ortaklığın devri konusunda anasözleşmeye kısıtlayıcı hükümler konulabileceği düzenlenmiş iken değişiklik ile hisse devralan lehine düzenleme yapılmış olup, hisse devri kabul edilmeyen kişinin bu karara karşı genel kurula müracaat zorunluluğu olmadan dava açabilmesi mümkündür. Kooperatif ile ortakları arasında bir sözleşme niteliğinde olan kooperatif anasözleşmesinin .../.... ve .../.... maddeleri ile anılan Yasa"nın .../.... ve .../.... maddesinin henüz ortak olmayanların dava açma hakkına engel olmayacağı ve onları bağlamayacağı, anasözleşmenin anılan .../.... madde hükmünün, başvuru yapanlar lehine yargı öncesi ek alternatif çözüm yolu getirdiği gözetilmeden, ortaklık başvurusu reddedilenler lehine konan bu hükmün, onların aleyhine sonuç çıkaracak şekilde yorumlanarak, dava hakkının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nda öngörülmeyen bir ön koşula bağlandığının kabulü anlamına gelen yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan, kural olarak, yönetim kurulu kararları doğrudan dava edilemezler. İtiraz üzerine genel kurulda alınacak kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53.maddesi uyarınca ortaklar tarafından dava edilmesi mümkündür. Yönetim kurulu kararlarının somut olayda olduğu gibi ortak olmak isteyenin doğrudan kişisel haklarını etkilemesi, ilgili kişi zararına sonuçlar doğurması halinde doğrudan dava konusu edilebileceği, henüz ortak olmadığı için genel kurul kararının iptalini isteme hakkının esasen bulunmadığı gerek öğretide ve gerek yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir.
Buna göre, mahkemece, davacıların kişisel haklarını ilgilendiren Yönetim Kurulu kararına karşı, anasözleşme ve yasada yasaklayıcı açık bir hüküm bulunmaması karşısında önce genel kurula başvurmadan dava yolu ile üyelik tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu gözetilerek doğrudan dava açabileceğinin kabulü ile kooperatif anasözleşmesinin .../.... maddesindeki koşulları taşıyıp taşımadıkları yönünde tarafların iddia ve delilleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak, ortaklığa engel bir halinin bulunmaması halinde, davacıların ortaklık şartlarını taşıdıklarının ve ortaklık devir işleminin gerçekleştiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
...- Ayrıca, davadaki talepler itibariyle davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gözönünde bulundurularak her bir davacıdan dava açılırken ayrı ayrı başvurma ve peşin karar ve ilam harcı alınması gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 32. maddeleri uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe, müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece, eksik harcın re"sen tamamlatılması için anılan Kanun"un .... maddesi gereği işlem yapılması gerekirken, sadece bir davacı için gerekli harçların yatırılmış olduğu hususu gözardı edilerek yargılamaya devamla hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların (...) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına, (...) no"lu bentte açıklanan nedenlerle yasa gereği (re"sen) BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ....02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.