17. Hukuk Dairesi 2014/22973 E. , 2017/4517 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,olay tarihinde dava dışı ..."a ait araçtan inerken davalıya ait otobüsün diğer davalı idaresinde iken davacının indiği araca çarptığını, davacının çarpmanın etkisiyle iki araç arasında kalarak yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL.manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyeek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Taşımacılık İnşaat Akaryakıt İst.Tem.San.Tic....vekili, kazanın oluşumunda davalı şirkete ait aracın kusuru bulunmadığını, davacının iki araç arasından geçmeye çalışması nedeniyle kusurun davacıda olduğunu, davacının hafif şekilde yaralandığını, istenen manevi tazminatın fahiş bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 2.500,00 TL.maddi tazminatın olay tarihi olan 25.12.2011 tarihniden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” ise 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Somut olayda mahkemece hüküm fıkrasında; davanın kısmen kabulü ile 2.500,00 TL.maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kararın gerekçe kısmında ise, 2.500.00 TL.manevi tazminatın davacıda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebileceği, bu nedenle davacının davasının kısmen kabulü ile 2.500,00 TL.manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verimesine, denilmiş ve bu şekilde gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı gibi sonuç
olarak davacı yanca talep edilmeyen maddi tazminata hükmedilmiştir. Bu hususlar yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.