Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece, davalılar İ.. Y.., M.. Ü.. ve C.. K.. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar M.. A.. ve Z.. B.. hakkında açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.10.2015 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat M. G. A. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaz üzerindeki yapıya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalılar İ.. Y.., M.. Ü.. ve C.. K.. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar M.. A.. ve Z.. B.. hakkında açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden 377 ada 16 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 1/2 payının davacıların ve dava dışı F. Y. "un mirasbırakanı N. Y. , 3/40"ar payının davacılar ve 1/5 payının dava dışı F. Y. adına kayıtlı olduğu, davalıların taşınmazdaki yapıda bulunan bölümlerde ikamet etmek suretiyle müdahale ettikleri iddiası ile eldeki davanın açıldığı, ancak davalılar vekilinin 11.08.2011 tarihli dilekçesi ile M.. A.. ve Z.. B.."un müdahalelerini sonlandırdığını bildirmesi ve yapılan keşifte bu bölümlerin boşaltıldığının tespit edilmesi üzerine yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 331/1. maddesinde düzenlendiği üzere, " Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" hükmünü içermektedir. Somut olayda, davalılar ile dava dışı paydaş F. Y. arasında yapılan kira sözleşmeleri pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadığından geçersiz olup davacılar da dava tarihinden önce çektikleri ihtarnameler ile kira sözleşmelerine icazet vermediklerini ve taşınmazı boşaltmalarını davalılara bildirmişlerdir. Davanın açıldığı tarih itibariyle davacılar, davalarında haklı olduğuna göre, davalılar M.. A.. ve Z.. B.."un da yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken bu kişiler yönünden yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti verilmesine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.