15. Ceza Dairesi 2015/1 E. , 2018/1797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ :Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM :a-TCK’nın 158/1-j, 168/2, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
b-TCK’nın 158/1-j, 35/2, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
c-TCK’nın 204/1, 43, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
d-Resmi belgede sahtecilik suçundan; beraat
e-Katılan ... hakkında; suç duyurusunda bulunulması
Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan vekili ve sanık müdafii tarafından; resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmü vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere sanık müdafii tarafından, katılan ... hakkında; suç duyurusunda bulunulması kararı katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın sahte nüfus cüzdanı ile ...’tan 15.100 TL taşıt kredisi kullandığı, daha sonra aynı sahte belgeyle ...’a müracaat ederek kredi kartı başvurusunda bulunduğu, fakat yapılan inceleme sonucunda sanığa kredi kartı verilmediği, sanığın taşıt kredisi kullanırken hazırladığı rehin şerhi yazısının da sahte olduğu, böylece sanığın hileli hareketlerle sahte belgelerle haksız menfaat temin ederek resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Katılan ... hakkında suç duyurusunda bulunulması kararına yönelik temyiz incelemesinde;
Hüküm fıkrasında yer alan suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi kapsamında kamu davasını sonuçlandıran hüküm niteliğinde olmaması nedeniyle temyizinin olanaklı bulunmaması karşısında, katılan vekilinin dilekçenin itiraz mahiyetinde kabul edilerek merciince değerlendirilmesinin sağlanması açısından dosyanın gereği için incelenmeksizin mahal mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında başka suçlar nedeniyle aynı dosya kapsamında mahkumiyet kararı verildiği dikkate alınarak, mahkeme tarafından, sanık lehine vekalet ücreti verilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle ve 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde ve fazla adli para ceza tayini,
b-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükümde yer alan adli para cezasının uygulanmasına ilişkin bölümlerin hüküm fıkralarından tamamen çıkartılarak, yerine, “haksız menfaat miktarının 15.100 TL, olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 1510 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 168/2. maddesi gereğince cezasından ½ oranında indirim yapılarak 755 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 629 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 12.580 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ” cümlelerinin eklenmesi suretiyle ve hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı
diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
a-Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen hüküm açısından; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi kartları Kanunu’nun 37/2. maddesine göre; kredi sözleşmesi imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenlerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına mahkûm edileceğinin hüküm altına alındığı, buna göre, sanığın sahte belge ibraz ederek sahte kredi kartı sözleşmesi imzalamaya çalıştığı dikkate alınarak, eylemin, daha özel bir düzenleme olan 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi kartları Kanunu’nun 37/2. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
b-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hüküm açısından; sahte olarak oluşturulduğu belirtilen nüfus cüzdanı aslının bulunmaması halinde sahtecilikte aldatma kabiliyetinin olup olmadığının belirlenemeyeceği ve bu nedenle resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmayacağı dikkate alınarak, suça konu sahte nüfus cüzdanı aslının bulunup bulunmadığının araştırılması, buna göre suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, belge aslının bulunması halinde kredi sözleşmesi ile birlikte belge asıllarının dosyaya getirtilerek, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu belgelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, bu şekilde, sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti, sahte kredi sözleşmesi nedeniyle bir kamu davası açılmadığı dikkate alınarak, böyle bir dava açılması halinde bu davayla birleştirilmesinin sağlanarak zincirleme suç hükümlerinin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
c-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hüküm açısından kabule göre; 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle ve 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde ve fazla adli para ceza tayini,
d-Her iki hüküm açısından kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 19/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.