10. Hukuk Dairesi 2020/5114 E. , 2021/6781 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ve feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının davalıya ait ev hizmetleri işyerinde 01.01.1998 – 25.10.2015 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili; davalının evinde bakıma muhtaç çocuk ve yaşlı bulunmadığını, davalının eşinin Burhaniye ilçesinde çalışması nedeniyle kış ayları hafta sonları, yaz dönemi 5 ay Burhaniye’de olduğunu, ayrıca ... ilinde çocuğunu ve torununu ziyarete sık sık gittiğini, davacının haftanın bir günü apartman dairesi şeklindeki evlerine temizliğe geldiğini, davalının kocasının ya da oğlunun yanında bulunduğu dönemlerde çalışmanın olmadığını, en son 10.10.2015 tarihinden sonra davacının çalışmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili, davalının Kurum kayıtlarında ev hizmetlerine ilişkin işyeri tescil kaydının bulunmadığını, davacının vergi mükellefiyetine dayalı olarak 05.08.2009 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında sigortalılığının bulunduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddianın yazılı belgelerle somut ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkememece, davacının davalı nezdinde 1.1.2011 tarihinden itibaren, 10.10.2015 tarihine kadar yılın 7 ayı (Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Ekim- Kasım-Aralık aylarında) hizmet akdine istinaden asgari ücretle ve sürekli olarak çalıştığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı işveren ...’e ait .../... adresinde kurulu “ev hizmetleri” işyerinde; 31.12.2010 tarihinden önceki sigortalı çalışma iddiasının 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Yasanın 86/9 maddeleri uyarınca 5 yıllık hak düşürücü sürenin müruru nedeniyle reddine, 1.1.2011 – 10.10.2015 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden asgari ücretle ve sürekli olarak 970 gün çalıştığı, 970 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine, bunun dışında kalan taleplerin reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, ... 1. İş Mahkemesi"nin, 18.04.2018 tarihli, 2016/154 E, 2018/189 K. sayılı kararına yönelik davalı vekili ile fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, dinlenen davacı tanıklarının salt davacının akrabası, yakını, arkadaşı olduğu için tanıklık yaptığını, hiç birinin kamu tanığı niteliğinde olmadığını, bu tanıkların ifadesinin, kamu düzeni ile ilgili görülen işbu hizmet tespit davasında hiç bir şekilde hükme esas alınma imkanı bulunmadığını, davacının 506 sayılı yasa döneminde olduğu gibi 5510 sayılı yasa döneminde de sigortalı sayılmayanlar kapsamında olduğunu, kararının bozulmasını talep etmiştir.
Fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekili, hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunun salt tanık sözlerine dayanılarak hazırlandığını, bu kadar uzun zaman önce gerçekleşen süreli bir çalışmayla ilgili bilgilerin tanıkların hafızasında eksiksiz ve tam olarak tutulabilmelerinin hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, zira dosyada mevcut yazılı kayıtlar Kurum kayıtlarında yer alan kayıtlarla uygunluk göstermesine rağmen hüküm kurulurken sadece tanık sözlerine itibar edildiğini, dinlenen tanıkların Yargıtay içtihatlarına uygun olarak davalı ile aynı apartmanda oturan komşu ve market işleten kişi vasfına haiz olup olmadığı yönünde belirleme yapılmadığını, hal böyle olunca, bu davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu da göz önünde tutularak yazılı belgelerle davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Mahkemece re"sen araştırma ilkesi doğrultusunda, komşu evlerde ikamet edenler ve bu evlerde çalışanlardan veya komşu iş yeri ve bu iş yerlerinde çalışanlardan, civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar (diğer apartmanların ve müstakil evlerin sakinleri ve kapıcıları, komşu market ve bakkal işleten ve çalışanları başka sitede güvenlik görevlisi vs olarak görev yapmış kişiler) ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları tespit edilerek bu kişiler tanık olarak dinlenmeli, böylelikle; çalışmanın varlığı kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekili ile fer"i müdahil kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...